Çin nasıl ki bütün dünya ülkelerine üretim gerçekleştiriyorsa, Gaziantep de Türkiye'nin her şehrine istediğiniz ürünün hem gerçeğini hem de taklidini yapmakta mahir bir sanayiye sahip. İhracatının 5 milyar doları geçmesi bunun bir göstergesi.
Gezgin Evliya Çelebi'nin gözünde "Dünyanın Gözbebeği Şehir" olan Gaziantep, benim gözümde tarih kokan bir şehir olarak karşımda duruyor. 300 bin muhacir Suriyeli Arap'a ensarlık görevini ifa eden Gaziantep, vefâ timsali olarak da büyük bir imtihan veriyor.
Gönlüm, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından Siirt'te düzenlenen etkinliğe Konya Gazeteciler Derneği ile birlikte katılmaktan yana idi. Yirmi saatlik kara yolu seyahatini sağlığımdan mütevellit gözüme kestiremediğim için vazgeçmiştim.
Telefonum çaldığında TYB Konya Şubesi Başkanı Mehmet Ali Köseoğlu, o naif sesiyle "Hadi hazırlan gidiyoruz" dedi. "Nereye?" dedim.Gazileriyle ünlü bir güzel şehre gidiyoruz deyince; TYB Konya Şubesi'nin "Yazacak Çok Şeyimiz Var" sloganı çerçevesinde her sene bir şehrimize düzenlediği gezisi aklıma geldi. Sevgili Köseoğlu hatırlatmasa, bu geziden de haberim olmayacaktı.
Cuma namazını Hacıveys Camii'nde eda ettikten sonra saat 14.15'de Konya Turizmi'ne ait bir otobüsle Konya'dan hareket ederek Karapınar, Ereğli, Pozantı istikametinde Kırkgeçit'ten geçtikten sonra Adana-Osmaniye-Mersin şehirleri il sınırlarını takip ederek üç şeritli otoban bizi, Gaziantep'in girişinde bırakıp terk etti!
Merkez nüfusu bir milyon altı yüz bin olan, ihracatı bizim ihracatımızın üç katı olan Gaziantep gibi bir güzel şehrin girişinin üç şeritli otobandan sonra tek şeride düşmemesi gerekir diye düşündüm. Gaziantep Dedeman'ı geçtikten sonra vaziyet düzeliyor belki ama şehrin sanayi girişi Antep gibi büyük bir şehre hiç yakışmamış!
Gaziantep'e saat 23.00 civarlarında ulaştık. İkişer-üçer kişi olarak yerleştimiz otel uygulamalı olup Gaziantep Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı Turizm Okulu idi. Kırk beş kişiden oluşan gezi kafilemizde ilk defa TYB'nin ilk on üyesi arasında bulunan Ak Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun ile Mustafa Erkuş ve Mustafa Dündar'dan oluşan A takımının oluşu, beni ziyadesiyle memnun etti. Her gezi başlangıcı ve dönüşünde olduğu gibi bu seyahatte de geziye katılanlar intibalarını anlattılar. Politikacılar, siyasi hatıralarını dile getirirken gazeteci-yazar arkadaşlarımız güzel duygu ve anılarını paylaşarak Gaziantep gezisi ile ilgili izlenimlerini dile getirdiler. Hoş ve güzel bir gezi oldu. Üniversite TV'den tanıdığımız ve Selçuk İletişim'de doktorasını yapan Selman Selim Akyüz'ün bu geziye ilk defa katılmış olması da bizlere sürpriz oldu.
Konakladığımız Turizm Okulu Oteli'nin yeşil rengi alabildiğine çok çam ağaçları arasında olması, ayrıca sıcaklar bastırmadan Gaziantep'ti gezmemiz çok iyi oldu. Çok gezen mi, yoksa çok okuyan mı daha çok bilir mevzusu her zaman olduğu gibi bu gezimizde de gündeme geldi. Tarihçi İlber Ortaylı, Timaş Yayınları arasında yeni çıkan "Eski Dünya Seyahatnamesi" adlı kitabında, her ikisine de hak vererek okuyarak gezmenin daha iyi olduğunu ifade ediyor. Ben bu mevzuda hem okuyup hem de gezme imkânı bulanlar tarafındayım. Okuyarak ve şuurlu olarak seyahat etmek en güzeli. Okumayı sadece kitap okumak anlamında söylemiyorum. Kastım, İkra'dan mütevellit herşeyi okumaktır.
GAZİANTEP HAKKINDA...
Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan ve Türkiye'nin ilk yerleşim merkezlerinden biri olan Mezopotamya ile Akdeniz Bölgesi'nin kesişme noktasındaki Gaziantep'in sınır komşuları; Suriye, Kilis (eskiden ilçesi idi) Şanlıurfa, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adıyaman.Gaziantep'in Şahinbey, Şehitkâmil ve Oğuzeli merkez olmak üzere dokuz ilçesi bulunuyor. Nüfusu ise son adrese dayalı 2013 nüfus sayımına göre bir milyon sekiz yüz kırk dört bin dört yüz otuz sekiz.
Gaziantep'in eskilerdeki adı "Dülük" ve "Ayıntab" imiş. "Dülük Baba" da herhalde buradan kaynaklı olsa gerek. Evliya Çelebi'nin gözüyle Gaziantep, 350 yıl önce "Şehr-i Ayıntab-ı Cihan (Dünyanın Gözbebeği Şehir)" olarak biliniyormuş. Gaziantep bu övgüye lâyık bir şehir mi derseniz, gelip bu kadîm şehri görmeniz ve gezerek kendiniz karar vermeniz gerekiyor. Gezgin Çelebi'nin gözünde Dünyanın Gözbebeği olan Gaziantep'in adının da Arapçada "parlak pınar" anlamına gelen Ayıntab, daha sonra "Ayıntap"a dönüşmüş. Fransız kuvvetlerine karşı Milli Mücadele'de altı bin üç yüz on yedi şehid veren Ayıntap şehrinin adı, 1921'de T.B.M.M tarafından "Gazilik" ünvanı verildikten sonra "Gaziayıntap" olmuş ve 1928'de de ismi "Gaziantep" olarak değiştirilmiş. Ayıntab"ın ne mânâya geldiği konusunda bir fikir edinmekle birlikte "Antep" sözcüğünün ne anlam taşıdığı konusunda herhangi bir bilgi edinemedim. Antep fıstığı yerine "güzel pınar lardan beslendiği için Ayıntab fıstığı denmiş olsaydı daha güzel olmaz mıydı?
Millî Mücadele'de Gaziantep'in yeri ise bambaşka! Millî Mücadele'de Gaziantep'in Bayrak Şehidi olan Şahinbey'i anmadan geçmek olmaz. Onların birde Karayılan'ı var ki, şu bilinen PKK'lı "Karayılan" elbette değil. Asıl adı Mehmet olan ve Şeyh Fethullah Camisi'nin bahçesinde kabri bulunan Karayılan, I. Cihan Harbi'nde Rus Cephesinde savaşırken 16 yaşında iken Ermeniler tarafından şehit edilmiştir. Evliya Çelebinin gözünde "Dünyanın gözbebeği şehir" olan Gaziantep, benim gözümde tarih kokan bir şehir olarak kalacak.
Kiraların bir milyar, 2+1'lerin 400, 3+1 ve 4+1'lerin 700 milyar ve 1 trilyon arasında satıldığı Gaziantep, hakikaten pahalı bir şehir olarak anılıyor. Eğitimi, kültürü ve trafiği sorunlu olan Gaziantep'de doğup yetişen bir insanın iş bulma derdi diye bir şeyi yok. Bu sebeple sanayide, sanat ile zanaat işlerinde çırak ve kalfa bulmak problem değil. Antepliler çocuklarını "okutmak" yerine eline bir "altın bilezik" taksın ve biran evvel adam olsun felsefesiyle hareket edince, Gaziantep Milli Eğitim Müdürü hemşehrimiz Celalettin Bey'e bu konuda büyük görevler düşüyor.
ZEUGMA VE "ÇİNGENE KIZI"
Bizi, Niğde Milli Eğitim Müdürü iken Niğde gezimizde nasıl karşıladı ise, bu gezimizde de bu sefer Gaziantep Milli Eğitim Müdürü olarak Celalettin Ekinci karşıladı. Kendisi, benim gibi Nasreddin Hoca torunudur. Şehitkâmil İlçe Kaymakamı Mehmet Aydın Beyin de Akörenli olduğunu öğrendik. Zeugma Müze Müdürü Yusuf Altın'ın da Selçuk Üniversitesi'nden Haşim Karpuz Hocaların talebesi ve Çumra'lı olduğunu müzeyi gezmeden önce kendisini tanıtırken öğrendik. Yani Gaziantep'te bizi bir yerde Antep'liler değil, Antep'li olmaya aday Konyalı hemşerilerimiz karşıladılar dersek yeridir!
Gezimizin ilk durağı Zeugma Mozaik Müzesi oldu. Roma döneminin pagan kültürünün izlerini taşıyan Zeugma, erken Hristiyan dönemine doğru evrilirken aradaki farkı İspanyol çingenesini andıran ve "kız mı yoksa erkek mi?" olduğu tartışılır "Çingene Kızı" figürü,Zeugma'nın simgesi haline gelmiş.
DEVAMI VAR.