cryctxrfesQATürkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi 2019 yılı programlarına Mehmet Ali Uz’un anlattığı “Konya’da Yaşatılan Selçuklu Değerleri: Mahalle ve Sokak İsimleri” başlığı altında konferansla start verildi.
Yılın ilk programı olması dolayısı ile TYB Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Hayri Erten “Bu yıl TYB Konya Şubesi’nin kuruluşunun 25’nci yılı. Biz bu yılı Altın Yıl olarak isimlendiriyoruz. Türkiye’de bir sivil toplum kurumunun 25 yılı tamamlaması hem de her yıl artan bir enerji ile etkinlik sayısını artırarak bunu devam ettirebilmesi büyük bir başarı. Biz bu başarıya imza atmış bir kuruluşuz.
Bu yıl daha donanımlı ve daha istekliyiz. Hiçbir siyasi görüşe angaje olmadan mensubu olduğumuz milletin değerlerine ve kültürüne olumlu katkıda bulunmak için gayret ediyoruz. İçinde yaşadığımız şehre hizmet etmek ve bunun karşılığını görmek bizim için en büyük ödül olacaktır. İnşaAllah bu yıl daha verimli bir yıl geçireceğiz. Bize destek olan Büyükşehir Belediyesine, Selçuklu ve Karatay Belediyelerine ve diğer ilçe belediyelerine teşekkür ediyoruz. Bizim faaliyetlerimizi kamuoyuna duyuran şehrimizin kıymetli basın yayın kuruluşlarına da ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum.” dedi.
Konuşmacı Mehmet Ali Uz’da konuşmasında Konya kadim bir başkenttir. Ancak bir başkentte bulunması gereken tarihini bu güne taşımayı becerememiştir. Buna ister bilgisizlik diyelim ister ihanet. Gerçek olan tarihimize sahip çıkmakta gevşek davranmışız.
1867 yılında Konya büyük bir yangın atlatmış, bedesten ve Kapı Camii tamamen yanmış. Yangın sonrası tamirat için Konya surlarının taşları kullanılmış. O muhteşem surlar yok edilmiş. Daha sonra çıkan ikinci bir yangın sonrasında Hükümet Binası yanmış. Burasının tamiratında da kale surlarının taşları kullanılmış. Yani o muhteşem surlar tamirat için yıkılıp yok edilmiş.” dedi.
Bin yedi yüzlü yıllarda ise Alaeddin Tepesi karşısında yapılmakta olan bir hamam için şehir yönetiminden izin alınarak Alaeddin Köşkünden mermerler ve taşların sökülerek inşaatta kullanıldığını söyleyen Mehmet Ali Uz “Köşkün harap olduğunun görülmesi üzerine iznin iptal edildiğini” söyledi.
17. ve 18. Y.y.da harap edilen veya yıkılan türbe ve medreselerin sayısı hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını söyleyen Mehmet Ali Uz, Şer’iye Sicillerinin günümüz harflerine çevrilmesiyle bu sayı hakkında bir bilgiye ulaşılabileceğini belirtti.
Cumhuriyet Döneminin hemen başlarında da Vakıf Mallarını satılması ile birçok medrese ve türbenin etrafındaki araziler ile birlikte satıldığını ve bu eserlerin satın alanlar tarafından yok edildiğini söyleyen Mehmet Ali Uz, 1921 yılında Alaeddin Tepesinde bulunan Eflatun Mescidinin Rumların Kiliseye çevirmek istemeleri yüzünden Fahrettin (Altay) Paşa tarafından dinamitle yıktırıldığını yine aynı paşa tarafından İnce Minare Medresesinin bir bölümünün yıktırıldığını olayın İsmet İnönü’nün kulağına gitmesi üzerine bu yıkımın durdurulduğunu” söyledi.
Osmanlı Döneminde mahallelerin mescitler etrafında kurulduğunu ve kurulan bu mahallelerin mescidin ismi veya mescidi kuran kişinin adını aldığını belirten Mehmet Ali Uz, “Abdülaziz Mahallesi bunun en güzel örneğidir” dedi.
Sokakların da bilenler için bir anlam taşıdığını ancak bilmeyenler için bir şey ifade etmediğini söyleyen Mehmet Ali Uz, “Biz şehir tarihçileri için bu isimler bilgiye ulaşmakta büyük değer taşıyor. Yeri belli olmayan birçok türbe ve medreseye sokak isimleri sayesinde ulaşabiliyoruz. Bir dönem sokaklara numara verilmeye kalkışılmıştı. Biz o dönemde valiye bu konuda bilgi verdik. Sanıyorum bu karardan vazgeçildi” dedi.
Konuşmanın sonunda Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Mehmet Ali Uz’a günün anısına bir plaket takdim ettiler.
Plaket takdimi sırasında Ahmet Köseoğlu “Mehmet Ali abi Konya’nın hafızalarından birisidir. Konya için çok çaba ve gayret gösteren bir büyüğümüzdür. Onu yıllardır takip ediyorum. Bütün çalışmalarını takdirle karşılıyorum. Allah Mehmet Ali Uz abimize uzun ömürler versin ki Konya’ya daha çok hizmet etsin” dedi.