Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin her hafta Cumartesi günleri saat 14.00 de Kılıçarslan Konferans Salonunda düzenlediği kültürel etkinliklerin bu haftaki konuğu Anadolu Mektebi öğrencileriydi.
Moderatörlüğünü Ali Talha Özer’in yaptığı panelde Hatice Nur Avcı “Tarık Buğra’nın Eserlerinde Aydın”, Zeynep Okuyacak “Tarık Buğra’nın Romanlarında Karakter Değişimi”, S. İnci Say “Tarık Buğra’nın Eserlerinde Aşk ve Sevgi” ve Havva Özan “Tarık Buğra’nın Eserlerinde, Toplum Düzenindeki Değişikliğin Bireye Etkisi” konularını anlattı.
İlk sözü alan Hatice Nur Avcı, Cumhuriyet dönemi aydınlarının Tarık Buğra’nın eserlerinde toplumu kaosa sürükleyen tipler olduğunun altını çizerek şöyle dedi: “Buğra romanlarında aydın iki açıdan ortaya koyulur. Aydınlar sorumluluklarının bilincinde olanlar ve olmayanlar şeklinde ikiye ayrılır. Demokratik kurumların çalışmasındaki yozlaşmışlık aydınların faaliyetleri sayesinde düzene girecektir. Ancak aydınlar bu kurumlarda görevlerini süistimal ederlerse o zaman kurumlar kendilerinden hayır beklenmez duruma geleceklerdir. Bunun aksine aydınlar kendilerini halkın gelişimine adayıp, düzene katkıda bulunurlarsa değer sahibi olurlar. Aydınların en büyük görevi halk için, halk içinde, halk adına çalışma yapmalarıdır. Sözlerime son verirken her kitabını hayranlıkla okuduğum adeta o dönemde kendime yer edindiğim olayları işleyen bu usta yazarın bir zamanlar öğrenim gördüğü Konya Lisesinde okuyor olmaktan mutluluk duyuyorum. Ele aldığı her konuda milli, manevi değerleri ön planda tutan ve ustalıkla işleyen bir yazar. Beşir Ayvazoğlu’nun da dediği gibi; ‘Tarık Buğra güneş rengi bir yığın yaprak üzerinden gülümser insana…’”
İkinci panelist Zeynep Okuyacak, Tarık Buğra’nın yaşam şartlarının insanlar üzerindeki etkisini, yaşamlarında ve karakterlerindeki değişimlerini başarı ile aktardığını, insanın değişen bir varlık olduğunu ve yaşanan her ânın insanı değiştirebileceğini belirterek Osmancık romanıyla ilgili; “Önceleri Osman Bey, kendisine Osmancık olarak hitap edilen öfkeli ve fevri bir gençtir. Sonraları Malhun Hatun’u görerek âşık olur ve Şeyh Edebalı’nın da etkisiyle hayatının olgunlaşmasını yaşar. Bu olgunluk onu Osmanlı Beyliği’nin başına taşır. En sonunda ise zamanla tüm yakınlarını kaybeder ve Bursa’nın alınması haber_yedekinin ardından kendisi de vefat eder. Korkulan bir zat iken saygı duyulan biri haline gelen Osman Bey için huzurlu bir ölüm olmuştur.” Dedi.
Üçüncü panelist S. İnci Say Tarık Buğra’nın bütün romanlarında aşkı konu edindiğini ifade ederek “Kadın–erkek ilişkileri daha çok manevî boyutuyla ön plana çıkarılmıştır. Karakterler, kimi zaman bu ilişkiler sayesinde olgunlaşırken, kimi zamanda aşkı hayatının merkezine yerleştirdiği için küçük bir başarısızlıkta bile büyük bir çöküşe yenik düşerler. Çoğunlukla erkekler bu yıkımı kendilerine dönmek için bir araç olarak kullanıp kazanca dönüştürürken, kadınlarda durum tam tersi olmuş ve olayların sonu örneklerdeki gibi intihara kadar gidebilmiştir…”dedi.
Son panelist Havva Özan ise Akşehirli olduğunu söyleyerek “Akşehir’de yaşayan biri olarak Tarık Buğra’nın romanlarında anlattıklarını sanki ben de yaşıyor gibiyim. Öyle canlı, öyle içten ve gerçekçi anlatım bizi kırk elli sene önceki Akşehir’e götürüveriyor. Tarık Buğra’nın yaşadığı bu şehirde yaşamak, onun dolaştığı sokaklarda dolaşmak… Yoğurt pazarı, buğday pazarı, gavur mahallesi, tren istasyonu…. Bunlar da günümüze gelinceye kadar değişimden nasibini almış. Ancak romanları okurken ve bu semtleri eski halleriyle düşünürken yüzümüzde bir gülümseme beliriveriyor. Bizlere bu duyguları yaşattığı için usta yazarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyor; hemşehrimizi saygı ve minnetle anıyoruz.”dedi.
Program sonunda panelistlere günün anısına Katılım Belgelerini Eski Tarım Bakanı ve Anadolu Mektebinin mimarı Prof. Dr. Sami Güçlü, Konya Büyükşehir Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu, TYB Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Hayri Erten ve Eğitimci Yazar Salih Sedat Ersöz takdim ettiler.