Doç. Dr.Kemal Kahramanoğlu: "Türk felsefesinintemeli Dîvân Şiiri olacaktır."
TYB Konya Şubesinin İl Halk Kütüphanesi Konferans salonunda Cumartesigünü saat 14.00'de gerçekleştirdiği 2016 Yılı etkinliğinin son programında Doç.Dr. Kemal Kahramanoğlu "Dîvân Şiiri"ni anlattı.
NEÜ Ahmet KeleşoğluEğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi ABD Öğretim üyesi, EdebiyatAraştırmacısı Eğitimci Yazar Doç. Dr. Kemal Kahramanoğlu "Dîvân Şiiri" üzerineyaptığı konuşmada Divan Şiirinin bir bakıma Osmanlı Tasavvuf anlayışının aynasıolduğunu belirterek " Osmanlının doğuşu ile Divan Şiirinin de doğduğunu,şiirin içinden çıktığı milletin oluşturduğu devlet ile bir paralellik gösterdiğinisöyledi. Osmanlı Devletinin doğuş ve emekleme döneminde Divan Şiirinin deortaya çıktığını, devlete paralel olarak gelişip zirveye çıktığını"söyleyen Kahramanoğlu, "Tanzimat ile Devletin yüzünü batıya dönmesi ilebirlikte Divan Edebiyatı da yerinibatıdan devşirilen akımlara bırktı. Batının nesir olmadan medeniyet ve felsefeolmaz hikayesinden etkilenen Osmanlı aydını, şiiri bir tarafa bırakarak batıtarzı nesir yazmaya başladı. Bu arada batıdan gelen her şey bize güzelgörünürken kendimizden olan veya doğudan gelen her şeye kötü gözle bakılıroldu." dedi.
Tanzimat sonrasındaolduğu gibi Cumhuriyet sonrasında da Divan edebiyatından uzak durulduğunu hattaDivan Edebiyatından beslenen Abdülbaki Gölpınarlı ve Tanpınar gibi yazarlarındaiçinde bulunduğu edebiyatçıların Divan Edebiyatı için reddiyeler yazdığınısöyleyen Doç Dr. Kahramanoğlu, "Bunun tek istisnası Ahmet Haşim'dir. O,Divan Şiirinin arkasında duran tek edebiyatçımızdır, diyebilirim" dedi.
Divan Edebiyatınıntemelinde Mesnevi'nin yattığını söyleyen Doç. Dr. Kahramanoğlu,"Diyebilirim ki Divan Edebiyatı Şairlerinin yüzde sekseni Mesnevi'denetkilenmiştir. Hatta bu şairlerin büyük çoğunluğu Mevlevi Dedesidir."
Doç. Dr. KemalKahramanoğlu, Batı'nın zaman içerisindeaşk ve bilgeliği geride bırakarak soğuk akılla bir dünya kurduğunu ve şimdi deDoğu'nun mistizm'ine, duygusallığına, romantizmine geri dönmek zorundaolduklarını itiraf ettiklerinin altını çizerek Doğu edebiyatındakiderinliklerin farkına geç de olsa vardıklarını söyledi.
Hz. Mevlâna'nın birİslâm âlimi iken kendisini şiire verdiğini ve 700 yıldan beri okunan Mesnevî'devarlık, yaratılış, insan-Allah ilişkisinin şiir olarak var olduğunu belirtenKahramanoğlu; "Bizim felsefemiz şiirimizdir. Hattâ Mehmet Kaplan şöyle diyor:Bir Türk felsefesi olacaksa bunun kaynağı yine şiir olacaktır. Ben de diyorumki: Türk felsefesi olacaksa ve bunun da kaynağı şiir olacaksa; bunun temeli deDîvân Şiiri olacaktır. Biz, DîvânŞiiri'ni ne kadar iyi öğrenirsek; Mesnevî'den başlayıp Şeyh Galip'e kadar gelensüreç içerisinde bu şiirimizi ne kadar iyi değerlendirirsek, o kadar iyi vegüçlü bir felsefemiz olacaktır. Yoksa Dîvan Şiiri'ni reddederek, tarihin dışınaiterek bir yere varamayız. Bizim irfanî aydınlarımız da var, irfana dayananburhanî ayrdınlarımız da var, burhâna dayanan beyân âlimlerimiz de var. Dahagüçlü ve farklı bir okumayla yeniden bir dirilişe doğru gitmemiz lâzım. Bol bolokumamız lâzım."dedi.
Hakikâtın bizimedebiyatımızda olduğuna vurgu yapan Kahramanoğlu, Batılılaşma sevdasıyla bütünestetik güzel sanatlarımızın sosyal hayatımızdan tamamen dışlandığını; birdönem keman ve piyano'dan başka klasik enstrümanlarımızın bilekullandırılmadığını, söyledi.
Konuşma sonrasındasoru cevap faslına geçildi. Bir soru üzerine Doç. Dr. Kahramanoğlu, günümüz sanatınınprobleminin devamsızlık olduğunu belirterek "Her on yılda bir akımdeğişiyor. Daha önce ortaya çıkan akım yok oluyor. Bu yüzden bir hoca çırakilişkisi yaşanmıyor veya yaşanamıyor ." dedi.
Konuşmacı Doç. Dr.Kemal Kahramanoğlu'na teşekkür ederek Katılım Beratını takdim eden KonyaBüyükşehir Basın Yayın Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Ahmet Köseoğlu,Kahramanoğlu'nun "son yıllarda süreklilik yok" sözüne atıftabulunarak, "TYB Konya Şubesi, bu programları 15 yıldır düzenliyor. Bir gelenekoluşturduk ve bunu on yılın üzerine çıkararak bir ivme yakaladık. İnşa Allah buprogramları gelecekte de kaliteyi artırarak devam ettireceğiz." diyerekTYB Konya Şubesi'nin çatısı altında daha nice anlamlı, mütevazı programlardabirlikte olmak istediğini söyledi.