Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi'nde "Dünden Bugüne Türkiye Ekonomisi ve Konya" konuşuldu. NEÜ Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdulkadir Buluş'un konuşmacı olarak katıldığı program Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu'nda gerçekleşti. Türkiye ekonomisinin dünden bugüne temel ana görünümünü, sorunlarını ve geleceğini istatistiksel verilerle ortaya koyan Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, daha sonra Türkiye ekonomisi içerisinde Konya'nın genel durumu hakkında bilgiler verdi
SIKI BİR DEVLETÇİLİK UYGULANDI
Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, "Cumhuriyet öncesi Osmanlı ekonomisi son zamanlarda dışa açık tarıma dayalı ekonomik bağımsızlığını yitirmiş bir ekonomi görünümüne sahipti. 1923-1930 dönemi ekonomik bağımsızlığı hedefine koymuş idarecilerin bulunduğu bir kuruluş dönemidir. Fakat bu idareciler izlenecek iktisat politikaları hakkında çok bilgisizlerdi ve ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Kalkınma, tarıma ve verilecek vergilere indekslenmiştir. Bu durum hemen hemen 1980'lere kadar devam etmiştir. 1930-1950 yılları katı devletçiliğin hüküm sürdüğü bir dönemdir. Özel sektöre nefes aldırmayacak katı bir devletçilik politikası izlenmiştir. Bu dönemde yapılan en önemli işletme Karabük Demir Çelik Fabrikası'dır. Yine bu dönemde kişisel gelirlerde yüzde elli düşüş gerçekleşmiştir. Halktan varlık vergisi gibi birçok vergi alınmıştır. Ayrıca bir milyon tarım işçisinin askere alınması da ekonomiye büyük bir darbe vurmuştur" dedi.
DERİN BUNALIMLAR YAŞANDI
Daha sonraki yıllarda Türkiye'nin tercihini batıdan yana, demokrasi ve kapitalizm yönünde yaptığına işaret eden Buluş şöyle devam etti: Türk ekonomisinin yapısında döviz gereksiniminden kaynaklanan zayıflıklar vardır ve bu yüzden sık sık tıkanmaktadır. 1958 yılında İMF ile ilk anlaşma imzalandı.
1960 darbesiyle ekonomide planlı kalkınmaya geçildi. Fakat içe dönük, dışa bağımlı bir sanayileşme stratejisi ve kalkınma modeli seçti. 1978'den sonra çok sık kurulup dağılan koalisyon hükümetleri, terör sorunu, siyasî istikrarsızlıklar, bütçe açıkları 2004'e kadar yüksek enflasyon patlamasına sebep olmuştur ve Türkiye dünya rekoru kırmıştır.Turgut Özal'ın ihracata yönelik sanayileşme modeli ile 1990'larda Türkiye serbest piyasa ekonomi modeline geçti. 90'dan sonra para ve bankacılık krizleri, 94'te 5 Nisan kararları, 98'de Rusya krizi, 99 depreminden sonra bir mini kriz, 2000 Kasım, 2001 Şubat krizleriyle Türkiye derin bunalımlar yaşadı. 2002'den sonra iktidara gelen AK Parti, mali disiplini ve fiyat istikrarını sağladı, 2008'de IMF ile olan ilişkisini sonlandırarak önüne koyduğu 2023 hedeflerine ulaşmak için yoluna devam ediyor.
ORTADOĞU PAZARLARI KONYA İÇİN ÖNEMLİ
Türkiye ekonomisi içinde Konya'nın aslında hak etmediği en az teşvik alan ikinci gelişmiş bölgede durduğunun altını çizen Buluş, "Konya bundan sonra dersine daha iyi çalışmalıdır. Siyasilerimizin bu konuya odaklanması, Konya'nın teşvikten daha iyi bir şekilde yararlanmasının yolu açılmalıdır. Konya hem tarım hem de bir sanayi kentidir. Konya ihracat yapmak için ithalat yapmak zorundadır ve dışa bağımlıdır. Konya için Ortadoğu pazarları son derece önemlidir. Konya kültürel faaliyetlerde ve girişimcilikte birinci sırada fakat ticaret, yatırım ve teşvikte çok gerilerdedir" diye kaydetti.
POLİTİKA VE STRATEJİ GELİŞTİRİLMELİ
Dünyada 203 ülke bulunduğunu ve bunların tamamının üretimden daha fazla pay almak istediklerini belirten Buluş, "Yapılacak ev ödevi bellidir.Türkiye ve Konya bu konuda üzerine düşen ev ödevlerini acilen yapmak zorundadır. Yani eğitime daha fazla kaynak ayıracak, enerjiyi daha verimli hâle getirecek, yenilikçilik düzeyini yükseltecek. Bunları yapmak için bir model ismi koymaya gerek yok. Yapılacak şeyleri önce politikaya sonra da stratejiye dönüştürülüp uygulamaya koymamız gerekiyor. Bunu yapabilirsek yeni bir Türkiye ve Konya doğabilir ve 2023 yılı hedeflerine ulaşabiliriz." dedi. Programın sonunda günün anısına Prof. Dr. Abdülkadir Buluş'a TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu tarafından hediye takdim edildi.