Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin, Konya Büyükşehir ve Selçuklu Belediyesi işbirliği ile düzenlenen haftalık Cumartesi programları kapsamında bu hafta ‘Felsefede Ahlâk’ konuşuldu.
Kılıçaslan konferans salonunda gerçekleştirilen programa katılan Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Felsefe Bölümü hocalarından Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bircan; Ahlâk konusunun pratik felsefe içinde değerlendirildiğini söyledi.
Bircan konuşmasında özetle şöyle dedi:
“Ahlâk ya da etik, siyaset ve sanat anlamlarıyla birlikte felsefenin değer sorunsalı içinde yer alır. Dolayısıyla ahlâk, varlık ve bilgi felsefesi ile birlikte felsefenin başat sorunlarından biridir.
Ahlak konusu, pratik felsefe içinde değerlendirilir. Ancak bu, onun teorik bir yanının olmadığı anlamına gelmez. Onun pratik içinde değerlendirilmesi insanın davranış, tutumu ve niyetleri ile ilgili oluşmasındandır.
Buradan hareketle felsefede ahlak, ya da daha doğrusu ahlâk felsefesi, kısaca, ahlâkın konu, sorun ve kavramları üzerinde felsefî bakış tarzıyla düşünmek ve bu düşünceyi aynı tarzda ifade etmektir.
Bu bağlamda ilgili olarak ahlak felsefesi şu temel kavramları çözümlemeye çalışır: Ahlâk, iyi ve en yüksek iyi, özgürlük, erdem, ahlâkî eylem, ahlâk yasası, ahlâk ilişkileri, ahlâkî bilinç, sorumluluk/ mükellefiyet, vicdan…
Ahlâk Felsefesi Temel Sorunlar olarak şu türden sorunları çözmeye çalışır:
- Ahlâk ve güzel ahlâk nedir?
- İyi ahlâklı bir kişi olarak insanın bir sorumluluğu mudur?
- Ahlâkın üzerinde kurulduğu iyi ve kötü değerleri nedir?
- İnsan eylemde bulunurken özgür müdür?
- Bütün insanların ortaklaşa benimseyebilecekleri evrensel ahlâk yasası/yasaları var mıdır?
- Etik kuramları nasıl sınıflandırabilir?
- Etik kuramlarının incelenmesi?”
Bircan konuşmasının sonunda aşkın ahlâkın ve içkin ahlâkın birlikte ele alınması gerektiğine vurgu yaparak sözlerini şöyle bitirdi: “Kur’ân-ı Kerim’den bir örnek vererek konuşmamı bitirmek istiyorum: Kur’ân-ı Kerim’de bugün bizim tartıştığımız her şey var. Haksızlık etmeyin, yalan söylemeyin, Hadis-i Şeriflere ve Peygamberimizin hayatına bakarsak; etikle ilgili bugün tartıştığımız her şeyi bulmak mümkündür. Kur’ân’ın bütün emirleri, özellikle sâlih amel adı altında bugün bizim erdemliler dediğimiz her şey sıralanıyor. Erdemsizlikler dediğimiz şey de seyyiat içerisinde, kötü ameller içerisinde sınıflandırılır ve anlatılır. Ama öte yandan Kur’ân-ı Kerim bir şey daha söyler: ‘Biz insana fücur ve takvayı ilham ettik.’
Fücur bütün erdemsizlikleri ifade eder, takva ise bütün erdemleri ifade eden bir anlam genişliğine sahiptir.
Kur’ân-ı Kerim hem içerik olarak içkinlik bakımından ahlâkları tek tek anlatıyor ama öte yandan aşkınlığa da bir atıf yapıyor. ‘Allah(cc)’ın emrine uyanlar salaha, kurtuluşa ererler, ahlâklı olurlar.’
İnsanın en yüce gayesi mutluluk, mutluluk ise Allah(cc)’ın emirlerine uymakla olur.
Peki, burada insana fücur ve takvanın ilham etmesinin anlamı ne?
İnsana fücur ve takva ilham edilmiş ise bana göre Kur’ân-ı Kerim burada, ahlâk’ın insana özgülüğünü, insana ilişkin olduğunu, insana yapıştığını ve yakıştığını, insanın varoluşu olduğunu ifade ediyor ve dolayısıyla da aşkınlığını, kendi emir ve yasaklarıyla ahlâkın o aşkın yönünü vurgulamış oluyor. Dolayısıyla insan bir durumla karşı karşıya kaldığı zaman düşünen bir varlık isen ahlâklı davranmayı başarabilirsin.
Dolayısıyla ahlâkın aşkın ve içkin yönlerini birbiriyle çelişiksiz bir biçimde ahlâk kuramı geliştirilmek isteniyorsa Kur’ân-ı Kerim’e bakılması gerekiyor. İslâm ahlâkçıları bunu yapabilmiş midir, bana göre maalesef yapamamışlardır ve özellikle de aşkın yönünü ihmal etmişlerdir.”
Prof. Dr. Hasan Hüseyin Bircan’a Katılım Belgesini TYB Konya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Nazmi Zengin takdim etti ve toplu fotoğraf çekimi ile program sona erdi.