Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından Büyükşehir Belediyesi ve Selçuklu Belediyesi işbirliği ile Kılıçarslan Konferans Salonunda düzenlenen yıllık planlı programda bu haftanın konuğu Dr. Öğretim Üyesi Zahide Ay “Özgürlüğün Diğer Adı: Handut” başlığı altında bir konuşma yaptı.
Dr. Öğretim Üyesi Zahide Ay, 1998- 2011 yılları arasında seyahat ettiği Orta Asya, Afganistan, Pakistan ve Doğu Türkistan intibalarını ve burada karşılaştığı zorlukları “Türk” kimliği ile nasıl aştığını akıcı bir üslup ile dinleyenlere aktardı.
Konuşmasına kitabının ismi olan “Özgürlüğün diğer adı Handut” üzerinden bir açıklama ile başlayan Dr. Öğretim Üyesi Zahide Ay şunları söyledi. “Handut, Afganistan’da Wakhan koridorunda yer alan bir köyün adı. Yazar, 1997-2001 yılları arasında tek başına yaptığı İpek Yolu seyahatlerini anlattığı hatıra kitabına bu ismi vermek istemiş. Kitabı okuyunca nedenini anlıyorsunuz. Handut’un neden “Özgürlüğün Diğer adı” olduğunu. Yanlış anlaşılmasın, burada kastedilen “özgürlük”, feminist bir ruhla Afaganistan’a yaklaşan, oralarda kadınlara özgürlük olmadığıyla ilgili bir şey değil. Bilakis, yazar, Handut’ta, nasıl bir iç özgürlüğe, iç huzura ulaştığını anlatmak istemiştir kitabında. Öyle ki kitap İpek Yolu boyunca yer alan İran, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Çin, Afganistan ve Pakistan’ın hepsini içerse de, sanki kitaba Afganistan damgasını vurmuş. Kitabın en ayırt edici özelliği ise, 1917’de Çarlık Rusya’sının yıkılışından 1990’lere kadar neredeyse hiçbir seyahatnameye konu olmayan Sovyet Orta Asya’sının ve 1979’da Sovyet işgaline uğramasında 11 Eylül 2001 saldırılarına kadar, yine hiçbir seyahatnamenin konusu olmayan Afganistan’ın, 1990’lı yıllarının ikinci yarısı hakkındaki gözlemler ve yaşanmışlıkların, o zamanlar üniversite öğrencisi olan bir Türk kadınının perspektifinden anlatılıyor olmasıdır.”
Dr. Öğretim Üyesi Zahide Ay, Afganistan’a girememe hikâyesini anlatırken Tacikistan sınırından vize alamadığı için nasıl dönmek zorunda kaldığını ama bu başarısızlığın umudunu kırmadığını denemeye devam ettiğini anlattı. Zahide Ay, “2001’de gerçekleştirilen İkiz Kule Saldırısından” sonra Afganistan’a girmeyi başaran ilk Batılı olduğunun altını çizerek burada yaşadığı macerayı şöyle anlattı: “11 Eylül 2001 İkiz Kule Saldırısından sonra Afganistan’da Taliban hakimiyet kurmuştu. Buraya girip çıkmak batılılar için imkânsız gibi bir şeydi. Ben bu dönemde Afganistan’a girmeyi başardım. Hatta Mezar-ı Şerif ziyaretinin kadınlara ayrıldığı bir gün ben de kara çarşaf giyerek ziyarete katıldım. Bu arada çarşafın altına gizlediğim fotoğraf makinemle ezbere fotoğraflar çekmeye çalışıyordum. Bu arada birkaç kare çekmeyi başardım. Bu sırada benim yabancı olduğumu anlayan askerler beni yakalayarak komutanlarına götürdüler. Bana önce sert davranan komutan Türk olduğumu öğrenince birden yumuşadı ve elimden alıp imha ettikleri slayt film makaram için özür diledi.” dedi.
Bu ziyaret sırasında kara çarşafın altından gizlice çektiği fotoğraflardan birisinin National Geographic Dergisinde yayınlandığını söyleyen Zahide Ay, 1997-2001 yılları arasında gerçekleştirdiği seyahatleri kendi kıt imkânları ile gerçekleştirdiğini birçok yerde para sıkıntısı çektiği için zorluklar yaşadığını belirtti.
Orta Asya Ülkeleri, Pakistan ve Afganistan gezilerinin kendisi için önemli olduğunu ama Afganistan’ın kendi iç dünyasında kelimelerle anlatılamayacak derecede farklı bir konuma sahip olduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Zahide Ay, “Bu ülkelerde Türk olmak bir ayrıcalıktı. Bu kimlik bana bütün kapıların açılmasını sağlıyordu. Ancak 2015’ten sonra sanıyorum Türk Dizilerinin etkisi ile bu ayrıcalığı kaybetmeye başladık” dedi.
Konuşmasının sonunda bölgede çektiği fotoğrafları slayt halinde katılımcılara izleten Dr. Öğretim Üyesi Zahide Ay’a Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Çaycı günün hatırasına Katılım Belgesi takdim etti. Toplu fotoğraf çektirilmesinin ardından program sona erdi.