TYB’de “Popüler Kültürün Doğal Yazmaya Etkisi” Konuşuldu

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen olağan haftalık programda “Popüler Kültürün Natürel Yazmaya Etkisi” yazar Ayşe Ünüvar...

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından düzenlenen olağan haftalık programda “Popüler Kültürün Natürel Yazmaya Etkisi” yazar Ayşe Ünüvar tarafından anlatıldı.

Konuşmasına “Ben küçükken bir gün Yazarlar Birliği Şubesi önünden geçerken kapısını açıp içeriye girmek istedim. Ancak kapı kapalı idi, açıp içeri giremedim. Etrafta bulunanlar burada haftada bir program yapılıyor. Program yapılan günler haricinde pek açık olmaz dediler. O gün ben de yazar olmaya karar verdim. Allah’a şükürler olsun, bugün kitap sahibi bir yazarım ve burada konuşma şerefine nail oldum” diyerek bir hatırasını anlatarak başladı.

Ayşe Ünüvar;  “Popüler kültür, kısa zamanda ortaya çıkan ve toplumu etkileyen olaylardır. Giyim kuşam, moda, sinema v.s pek çok alanda etkilidir. Ben sadece yazın hayatında popüler kültürü ele alacağım.

Natürel, doğal, saf ya da natürel içinde bulunduğumuz toplumun dilini kullanmaya çalışmalıyız. Biz yazarlar içinde bulunduğumuz toplumun örf ve adetlerine bağlı olarak kalemimizi oynatmalıyız. Köklerimizi, tarihimizi kültürümüzü çocuklara, başkalarına okutmalıyız.” dedi.

“Günümüzün popüler kitapları beni çok incitiyor. Hit olmuş, en çok okunan, en çok satan kitaplar.  Çocuklar en çok bunları okuyorlar. Öğretmen ve yazar arkadaşlarımız da bunları okumanın bir ayrıcalık olduğunu düşünüyor ve seni onunla kıyaslıyorlar. Filanca kitabı okudun mu?. Ben okudum, ay çok güzel diye birbirlerine tavsiye ediyorlar.  Açıp bakıyorum, içinde bizim kültürümüze uymayan o kadar şeyler var ki. Bir defa seni onlar gibi olmaya, düşünmeye, giyimde kuşamda onları taklit etmeye alıştırıyorlar. Seni değiştirmeye başlıyorlar. Bu çok fecî bir durum.” diyen Ayşe Ünüvar;

Sonra kendime soruyorum: Biz nereye gidiyoruz? diye…

“Okumaya önem veriyoruz, kitap okumayı öneriyoruz. Öğrenciler arasında birkaç soru sorarak kısa bir araştırma yaptım. Niçin okuyoruz? Hangi kitapları okuyoruz? Ortaya çıkan sonuç: Popüler olan ve en çok satılan kitaplar. “Niçin bu kitapları okuyorsunuz?” diye sorduğumda “biz de popüler olmak istiyoruz” cevabını verdiler.  Popüler olmak, meşhur olmak, kendilerinden söz ettirmek…

Beni üzen nokta, okumayı seven yazarların da o tarafa yönelmeye, popüler kültürün etkisinde kalarak çok satan eserler tarzında kitap yazmaya başlamalarıdır.  Kendi öz kültürümüze dikkat etmediğimizi gördüm. Okul kitaplığı şu anda bu tür kitaplarla dolu! Bir gün elime Cengiz Aytmatov’un kitabını aldım ve onu okumaya başladım. Birkaç öğrencinin elinde baktım Cengiz Aytmatov’un kitapları var. Bu kitapları niye okuyorsunuz çocuklar, dedim. Bana aynen şu cevabı verdiler: Hocam siz okuduğunuz için. Demek ki bu kitaplarda bir şeyler var. İçim cız etti. Türklerin, Müslümanların ne kadar acı çektiğini biz onlara öğretmemişiz. Demek ki biz onlara en çok okunan, en çok satan ve onlara zarar veren kitapları önermişiz. Bunun yolunu biraz da biz yazarlar açıyoruz Biz bu kitapları okuyarak onların reklamını yaptığımızın farkında bile değiliz. Gençlere, öğrencilere model olmak çok önemli...” dedi.

“Nereye savrulduğumuzu bilemeyecek bir noktaya gelmeden bir yerlerden başlamalıyız. “Alaca Karanlık” gençler arasında çok okunan bir kitap. Popüler olabilmek adına bizim kuşak da çok okuyor. Kendi mesleğinde zirve yapmış ve Türk dilini en güzel şekilde kullanarak eserler veren İhsan Oktay Anar’ı tartışalım diyorum. O kadar güzel kitaplar var ki popüler kültürün orakla biçemediği özel kitaplar.  Biz bu yazarlara destek olalım.

Sosyal medya içler acısı. Beğenilip beğenilmediğine, ya da ne kadar tıklandığına bakıyor yazarlar. Eğer az tıklanıyorsa yazmaktan vaz geçiyorlar. Sizlere ne verebilir bilmiyorum. Ama ne kadar az tıklanırsa tıklansın kendi kültürümüzden edebiyatımızdan, dinimizden taviz vermemeden kalemimi oynatmak istedim. Bundan sonra da bu yolda devam edeceğim. Biz yazarlar bir başka yazarı okurken dua ediyoruz, ölmüşse arkasından Fatiha okuyoruz. Ben arkamdan dua ve Fatiha okunan bir yazar olmak istiyorum. Popüler kültür bizi kıskaçları arasına alıp tüketmesin.

Günümüzde birçok üslup türedi. Sosyetik üslup, popüler üslup, sosyetik popüler üslup v.s. sosyetik ile popüler üslup bir arada durduğu zaman ben de bir tiksinti uyandırdı. Bir yazar sosyetik olmamalı.

Gençlerden biri Türk yazarları okuyorsunuz, diye şaşkınlık gösterdi. Evet! Türk yazarları okuyorum. Yabancı yazarları okumayın demiyorum. Vaz geçemeyeceğimiz dünyaca ünlü klasikler var. Ama ben Türk yazarlarını da okuyun diyorum. Günümüz yeni yetmelerden ziyade kültürün temel taşları olan kitapları okumalıyız. Ben şunu fark ettim, biz yazarlar birbirimizin kitaplarını okumuyoruz. Büyük yazarların kitaplarını okuduğumuz gibi yaşça küçük olanların da eserlerini okumalıyız. Her yazarın birbirinden alacağı çok şeyler var. Biz birbirimizden kaçmak yerine daha çok yaklaşmalıyız.

Ben duygusu İslam’da, kültürümüzde üstü çizilmesi gereken bir olaydır. Ben duygusunu törpülememiz gerekir. Ben duygusu olan insan popüler kültürün kıskacına çabuk düşer. Toprağın kokusunun Hz. Âdem’den beri ne kadar bozulduğunu gösterir. Popüler kültürde yazar kazanırken gençlik kaybediyor.” diyerek konuşmasını bitirdi.

Soru-cevap faslından sonra Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi adına düzenlenen katılım belgesi Büyükşehir Daire Başkanı Salih Sedat Ersöz tarafından Ayşe Ünüvar’a takdim edildi. Katılım Belgesinin takdimi sırasında Salih Sedat Ersöz Aydınlar Ocağı Konya Şube Başkanı Mustafa Güçlüyü de kürsüye davet etti.

Konuşmacı ve katılımcıların toplu resim çektirmeleri ile etkinlik sona erdi.

Kültürel Etkinlikler Haberleri

Mevlânâ-Mevlevilik Algı ve Anlatıları
Dijital Karşısında Sinemanın Geleceği
Edebiyatımızda Yabancı Dil
Vefatının 1. Yılında Sezai Karakoç
Şehir Mekan İlişkisi