"Yeni bir millet zevk hatası yapabilir, fakat bizim gibi o kadar büyük miraslara sahip, hem yurt, hem millet bakımından tecrübesi emsâlsiz bir topluluk böyle bir hatayı yapmamalıdır"
A.Hamdi TANPINAR
15 Mart 2009 Pazar akşamı, Alaeddin Keykubat Salonu'nda Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi, 15. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle düzenlemiş olduğu "Vefa Gecesi"nde, Konya Bilim Kültür ve Sanatına hizmet etmiş ve 60 yaşını geçmiş olan 15 değerimize fevkalade bir "VEFA" örneği sundu. Böylesi örnek, vefalı ve ince hizmetlerinden dolayı TYB Başkanı Ahmet Köseoğlu, Ali Işık ve emeği geçenlere teşekkürler ediyoruz.
Yeryüzünde insanoğlunun bittiği an, sevgi ve vefanın tükendiği andır. Yüreğimize ulaşmayan, duyarsız ve takdir etmekten adamsende kaldığımız güzellikler, sonsuza kadar bedbaht iklimlerle yaşama sevincimize, umutlarımıza saldıracaktır. Modern sekülerizm, bizi ayakta tutan hasletlerimize saldırırken, onun egemenliğine dur diyebileceğimiz güçlerden bir tanesi de "Vefa"dır.
Vefa Gecesi'nde onurlandırılan, 60 yıllık ömürlerini özellikle Konya ilim, kültür ve sanatına vakfeden değerlerimizin isimleri yaş sırasına göre şöyle; Feyzi HALICI, M.Emin EMİNOĞLU, Hasan ÇOPUR, M.Ali UZ, A.Rıdvan BÜLBÜL, Prof. Dr. Ali Osman KOÇKUZU, Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU, Prof. Dr. Mikail BAYRAM, Dr. Kâmil UĞURLU, Dr. A. Selâhaddin HİDÂYETOĞLU, Seyit KÜÇÜKBEZİRCİ, Yrd. Doç. Dr. Hasan ÖZÖNDER, Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ÖKSÜZ, Prof. Dr. Haşim KARPUZ, Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ
Kuşkusuz bu 15 değerimiz, gerçekten değerli, Konya'mızın ilim, kültür ve sanatına hizmet etmiş kişiler. Ancak bu şahsiyetlerin sayısı 15 ile sınırlı değil elbette. Sanıyorum Ahmet Bey ve geceyi düzenleyenler gelen istekler doğrultusunda ya da küçük bir anket sonucu isimlerde karar kıldılar. İlki düzenlenen "Vefa Gecesi"nin bundan sonrakilerinde 60 yaşını geçmiş ve Konya'mıza ilmiyle, kültürüyle, sanatıyla hizmet etmiş diğer büyüklerimizi de hatırlayacaktır.
Vefa Gecesi'nde ve Vefa Gecesi için TYB'nin bastırdığı kitapçıkta bir tane bile hanım değerin bulunmaması çok üzücüydü. "Demek ki, 60 yaş üzerinde bir tek hanım, Konya bilim, kültür ve sanatına katkıda bulunmamış" diye düşündüm. Bulunanlarda isimsiz kahramanlar olarak kaldılar. Ama ne sevindiricidir ki Konya'mız artık kabuğunu kırıyor. Çok değil bundan 30 sene öncesini hatırlayacak olursak genellikle Konya'da kızlar okutulmaz, tek tük okutulanlar da sadece meslek lisesine gönderilirdi. Üniversite eğitimi alan yok denecek kadar azdı. Oysa geçmiş Türk kültüründe kadın-erkek her alanda yan yanaydı. İslâmiyet'te de kadın her zaman erkekle eşdeğer görüldü. Hz.Aişe en çok hadis nakleden bir âlime idi. Peygamber Efendimiz savaşa giderken bile bir eşini yanında götürürdü. Ne yazık ki, Arap, Acem, Frenk kültüründen aldığımız gelenek ve görenekler İslâmi bir kuralmış gibi kabullenilip yaşanmaya başlanınca, kadınlarımız ilim, bilim, kültür ve sanattan mahrum kaldı. Bilim, kültür, sanat merkezi İstanbul'da bile Ortodoks Bizans harem kültürünün gelenek ve görenekleri Cumhuriyet'e kadar devam etti.
"Yaşamak, etrafınızdaki şeylerin şuuruna erdikçe bir dua olur" der, Ahmet Hamdi Tanpınar. Vefa Gecesi'nde anılan 15 değerli insan, etraflarındaki şeylerin şuuruna ererek yaşamlarını duaya çevirenlerdir. Her 15 ine ve birçok ismi zikredilmeyen yaşamını duaya çevirenlere selam olsun. Vefat etmiş olanları duayla, saygıyla anar, yaşayanların hepsine ayrı ayrı sağlık, hayırlı uzun ömürler dileriz.
Eyvallah Yâ! Hû!