VEFATININ 57.YILINDA AHMET HAMDİ TANPINAR KONUŞULDU

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ile Selçuklu Belediyesinin birlikte düzenlediği haftalık programları kapsamında Anadolu Mektebi Konya Grubu öğrencileri...

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ile Selçuklu Belediyesinin birlikte düzenlediği haftalık programları kapsamında Anadolu Mektebi Konya Grubu öğrencileri tarafından “Vefatının 57. Yılında Ahmet Hamdi Tanpınar” başlıklı bir panel program icra edildi.  28 Eylül 2019 tarihinde gerçekleşen programda lise öğrencileri tarafından Tanpınar’ın edebî ve fikrî açıdan farklı özellikleri dile getirildi.

Programa 20. Dönem Konya Milletvekili Hüseyin Arı, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı Mustafa Güçlü, Necmettin Erbakan Ünivesitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Çaycı, Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Üyesi ve Konya Sorumlusu Atilla Yaramış, yazarlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

İlk konuşmacı ve panel başkanı Konya Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Kübra Nur Bayrakdar, “Osmanlı Devletinin Yıkılışına Tanıklık Eden Bir Kuşağın Genci ve Yeni Dönemin Seçkin Bir Aydını Olarak Dünyaya Bakışı” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi. Tanpınar’ın eserlerinden çeşitli örnekler vererek konuşmasını güçlendiren Bayrakdar; “Türk modernliğinin, Tanpınar’ın romanları üzerinden irdelenmeye çalışılmasının nedeni, modernlik üzerine geliştirilen kaynaklarda Tanpınar’ın fikirlerinin önemli bir yer tuttuğunun tespit edilmiş olması ve bu meselede Tanpınar’ın, Batılı olmak için gelenekten kopmaya gerek olmadığını, kendi geleneğimizi de içine alan, hatta buna dayanan bir modernliğin geliştirilebileceğine inanmasıdır. Tanpınar’ın geçmişe, eski kültüre, tarihe ve geleneksel sanatlara düşkünlüğü yanlış yorumlanarak, onun muhafazakâr olarak algılanmasına neden olmuştur.” dedi.

İkinci konuşmacı Karatay Mevlana Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Yasemin Duygulu da “Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Eserlerinde Duyular” başlıklı bir konuşma gerçekleştirdi.  Konuşmasında “Tanpınar’ın eserlerinde duyuları farklı bir üslûpla ele alması onun özgün tarafıdır. Görme, işitme, dokunma, koklama ve tatma duyuları hikâye ve romanlarında önemli bir yere sahiptir ve bu da eserlerine renk katar. Eserlerindeki kişi ve olaylar ışık, renk, müzik ve ahenk unsurlarıyla bütünleşir. Tanpınar’ın karakter yaratmadaki başarısında resmin ve müziğin yeri tartışmasız çok büyüktür. Bu durum duyuları ne denli çok kullandığının göstergesidir. Duyuların etkin kullanılması okuyucuyla eser arasındaki bağını güçlendirir ve eserlerin okuyucuyla bütünleşmesini sağlar. Zengin kültür birikimi, dili kullanmada gösterdiği hassasiyet duyular aracılığı ile Tanpınar’ın eserlerine yansımıştır.” ifadelerine yer verdi.

Üçüncü konuşmacı Karatay Mevlana Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Nihal Talay ise “Ahmet Hamdi Tanpınar Kitaplarında Mûsikî” başlıklı bir konuşma yaptı. Yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Güzel sanatlar insan doğası ile bağdaşan, bir araya geldiklerinde insan ruhunu oluşturan birer parçadır. Şiir, roman, hikâye, deneme, fıkra ve edebiyat tarihi alanlarında tekrar tekrar okunacak ve her okunuşta insan ruhunu zenginleştirecek eserler kaleme almış olan Tanpınar’ın sanatının ve estetiğinin oluşumunda güzel sanatlardan mûsikînin çok önemli bir payı vardır. Mûsikî, Tanpınar’ın düşünce sistemindeki önemli mefhumlardan ve insanda güzellik duygusu oluşturan önemli unsurlardan biri olmuştur. Hocası Yahya Kemal’in de etkisi ile mûsikînin büyüsünü yakalayan Tanpınar mûsikîyi sadece güzellik duygusu oluşturan bir kavram olarak görmenin dışında, onun hayatımızın manevî yanını da oluşturduğunun farkındadır. Bunu sıkça eserlerinde de dile getirmiştir. Güzel sanatların her dalına ilgi duyan ve kendi estetiğini bunların şekillendirdiğini de dile getiren Tanpınar için mûsikî, vazgeçilmez bir kavram ve değerdir.”

“Ahmet Hamdı Tanpınar’ın  Eserlerinde Zaman” başlıklı bir konuşma gerçekleştiren son konuşmacı Selçuklu Mahmut Sami Ramazanoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Rumeysa Bozdemir konuşmasında şu cümlelere yer verdi: “Tanpınar’ın zaman anlayışı sıradanlıktan biraz ötede sürekli bir akış halindedir. Değişim de mümkündür. Zaman için durağanlık ve olağanlık söz konusu değildir. Tanpınar, Bergsan’ın zaman mefhumu ile ilgili şu ilkesini benimser: ‘Gerçek olan bizim çektiğimiz bir takım basit enstantane olan durumlar değildir. Bu dahi değişiklik dilidir. Tersine olarak gerçek olan şey akıştır. İntikal sürekliliğidir.’ Yazarımıza göre zamanın içinde olduğu bu akış, geçmişle şimdinin birleştiği bir akıştır. İnsan, doğar ve belirli bir zamanın akışında yol tutar. Hayatı boyunca geçmiş ve gelecek arasında bir bağlantı kurar. Artık her şey bittiğinde, yani ölüm baş gösterdiğinde zaman da insanı bırakır. Aynen mısralarda bahsedildiği gibi biz insanlar yaşam ve ölüm arasında hem bir zaman hem de bir zamansızlık arasında gidip geliriz. Tanpınar bu durumu ‘Parçalanmaz bir akış’ olarak tabir eder.”

Konuşmacılara katılım belgelerinin takdim edilmesi ile program sona erdi.

Haberler Haberleri

Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni Taşkent'te yapılacak
TYB Konya'da Vefatının 100. Yılında Ziya Gökalp Anıldı - Felsefeyi Sosyolojiyle Yenilemek
Vefatının 30. yılında Tarık Buğra
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Nail Bülbül Konuştu
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Kâmil Uğurlu Konuştu