Bu yılki teması "Dünyaları Birleştiren Kelimeler" olarak belirlenen fuardaki Türkiye bölümü, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul Ticaret Odası (İTO) iş birliğinde okurun beğenisine sunuldu.
Yazar ve şair Ahmet Kot, 85 ülkeden, yayıncılık sektörünün önde gelen temsilcilerinin katıldığı fuara ilişkin AA muhabirine, kitap fuarlarının önemli olduğunu söyledi.
Kot, "Dünyada kitap fuarları, kitap ticaretinin her yönüyle döndüğü yerler. Türkiye'de kitap fuarı dendiğinde, kitap alım satımının yapıldığı, okuyucunun gelip kitap aldığı, bir bakıma, panayırın farklı bir şekli diyebiliriz ama dünyada kitap fuarları çeşitlilik gösteriyor. Kategori olarak ayırdığımız zaman en üst düzeyde, benzeri olmayan tek uluslararası kitap fuarı, Frankfurt Kitap Fuarı'dır. Frankfurt Kitap Fuarı'nda satış yok. Sadece yayıncıyla yazarlar buluşur. Yayıncılar birbiriyle buluşur. Kitap telif alışverişi yapılır ve 5 gün sürer. İlk 3 gün sadece profesyoneller, yayıncılar, yazarlar, gazeteciler gelir. Son 2 gün de okuyucuya açılır. Son 2 günün programı biraz daha farklıdır." diye konuştu.
"Türk kültürünün, yazarların dünyaya sunulması, tanıtılması gerekiyor"
Ahmet Kot, Türkiye'nin, kitap fuarlarına ilk kez 1988'de Hasan Celal Güzel Milli Eğitim Bakanı iken katıldığını söyleyerek, şunları kaydetti:
"Turgut Özal ile her alanda uluslararası gündeme çıkarken, kitapla da çıkalım istedik. İlk katılımımız Frankfurt oldu. Ardından Londra Kitap Fuarı'na katıldık. O günden bu yana Türkiye, Frankfurt Kitap Fuarı'na katılıyor. Tabii bu arada Türkiye, dünyaya açılan vizyonu dolayısıyla farklı kıtalarda, farklı ülkelerdeki kitap fuarlarına da katılmaya çalışıyor. Ama tabii bizim çok daha geniş bir perspektifle bu fuarları değerlendirmemiz gerekir. Yani fena değiliz ama çok daha iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Kitap fuarlarına sadece kitap, telif alışverişi için değil aynı zamanda Türk kültürünün, yazarların dünyaya sunulması, tanıtılması anlamında da programlarla katılması lazım. Ben onu biraz eksiklik olarak görüyorum."
Yayınevi stantları yerine, fuarın genel ziyaretçiye açık alanlarında düzenlenen yazar söyleşileriyle uluslararası dikkatin çekilebileceğine vurgu yapan Kot, "Her yıl büyük bir gayretle, ekonomik olarak sıkıntıda olduğumuz yıllar da dahil, Türkiye fuara katılmaya devam ediyor. Frankfurt önemli olduğu için Türkiye katılıyor ama önceki yıllarda yazarlar da getiriliyordu ve burada yazar etkinlikleri, konuşmacılar, kitap sunumları oluyordu. Bu yıl yazar yok. Ben bunun önümüzdeki yıllarda telafi edilmesinin şart olduğunu düşünüyorum. Çünkü yazarsız kitap fuarı, çok fazla anlam taşımaz." değerlendirmesinde bulundu.
"Yayın sektörü dünyada, sermayenin etkisi altına girdi"
Yazar Kot, 1978'den itibaren düzenli olarak hem Frankfurt hem de diğer kitap fuarlarına gittiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Frankfurt Kitap Fuarı, mesela 20 yıl önce, karşılaştırma kolaylığı bakımından söyleyeyim, 11 futbol sahası büyüklüğündeydi. Şu anda yarıdan daha aşağı düştü. Bu sadece pandemi dolayısıyla değil. Pandemi öncesinde de küçülme başlamıştı. Çünkü yayıncılar artık yılda bir defa birbirlerini fiziki olarak görmenin ötesinde her an birbirleriyle iletişim halinde. Buraya sembolik olarak, alışkanlık dolayısıyla geliyorlar. İşleri zaten başka yolla yürütmek mümkün. Sebeplerinden biri bu. Bir diğeri, basılı olmanın yanı sıra elektronik kitap olarak da erişilebilir, okunabilir hale geldiği için kitap yayını farklı bir formata dönüştü. Bunun da tesiri var. Üçüncü sebep; dünyada yayın sektörü sermayenin çok daha fazla etkisi altına girdiği için, küçük yayıncılar, büyük yayıncılar tarafından satın alındı. Dolayısıyla 10-20 yayınevi, tek yayınevi şemsiyesi altında fuarlara katılıyor. Türkiye için tabii bu geçerli değil."
35 yıldır fuara geldiğini vurgulayan Kot, "Bundan 20 yıl önce geldiğimde, 5 gün, sabahtan akşama kadar, ne var ne yok diye gezerek, stantlarda oyalanarak, fuarı dolaştığım için yoğun ve yorgun düşüyordum. Ama şimdi küçüldü fuar. Şimdi 2 gün içinde neredeyse fuar bitmek üzere. Ben, bu kadar büyük bir fuarı, istediğim gibi gezebilmek, anlayabilmek için heybeye atıyorum. Sonra bunları inceliyorum. İlginç, güzel şeyler var." dedi.
Ahmet Kot, fuarda Letonya'nın "The Horse" adını verdiği çocuk kitapları projesini gördüğünü dile getirerek, "At üzerinden farklı yazarlar ve çizerler, çocuğun dünyasına girerek, ilginç bir proje gerçekleştirmiş ve kitaplaştırmışlar. Türkiye'ye döndükten sonra onu merakla okuyacağım. Her şeye rağmen, her sene çok farklı ve güzel işler fuarda oluyor." değerlendirmesinde bulundu.