Yazılacak çok şeyimiz...

YAZILACAK ÇOK ŞEYİMİZ GEZİLECEK ÇOK YERİMİZ VAR TYB Konya Şubesinin düzenlediği "Yazılacak Çok Şeyimiz Var" projesi kapsamında bu yılki gezilecek...

YAZILACAK ÇOK ŞEYİMİZ GEZİLECEK ÇOK YERİMİZ VAR

TYB Konya Şubesinin düzenlediği "Yazılacak Çok Şeyimiz Var" projesi kapsamında bu yılki gezilecek yer Gaziantep idi. 20-22 Haziran 2014 arası Gaziantep gezisine ben de eşimle birlikte katıldım.

Otobüsümüz Cuma namazından sonra saat 14.30 'da Hacı Veyis Camii'nin önünden hareket etti. Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Mehmet Ali Köseoğlu, açılış konuşmasını yaparak, "Bu gezide nerede bir fazlalık gördükse o bizim kendimizden nerede bir eksiklik gördükse o nu da kendimizden bilmek gerekir. Bunun için Yazarlar Birliğinin bir ferdi olarak bunu bilmemiz, yapılacak programlara ve projelere destek vermemiz gerekir." dedi ve hayırlı yolculuklar diledi. Geziye Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın- Halkla ilişkiler dairesi Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Yazarlar Birliğinin ilk üyelerinden AKP Konya İl başkanı Ahmet Sorgun da katıldılar. Onlar da söz alarak duygu ve düşüncelerini beyan ettiler. Ömer Lütfi Ersöz, bir aşır okudu ve "Cuma hutbesi" gibi bir hutbe irad ederek hayırlı yolculuklar diledi.

Yol boyunca geziye katılanlar birbirlerine espriler yaptılar, mikrofonu alarak ilginç hikâyeler anlattılar. Şiirler okudular. Herkes birbirini mikrofona davet ederek duygu ve düşüncelerini dile getirdiler.

Yol boyu Hüzeyme Hanımla sohbet ettim. Sohbetinden çok istifade ettim. Bazen de onu kendi haline bırakarak çok sevdiği kitabıyla baş başa bıraktım. Bu esnada dışarıdaki manzarayı seyr etmeye başladım. Ereğli'ye kadar yol boyunca ekinlere baktım ve çiftçilerimizin haline acıdım. Çünkü ekinlerin boyu bir karış kadar. Ereğli'de sulanabilen yerlerde şekerpancarı ve mısır ve ayçiçeği ekimi yapılmış. Bu ürünler çiftçinin yüzünü güldürür inşallah. Ereğli ile Pozantı arası dağlarda yer yer ormanla kaplı. Pozantı ile Adana arası hem dağlar çok yüksek hem de her tarafı orman. Pozantı tüneli çok uzun... Şekerpınar Çayı, Pozantının kenarından kıvrıla kıvrıla akıp gidiyor Güneydoğu Toroslarının kırvrımlarına ayak uydurarak.

Adana'ya ikindiden sonra 6.30- 7.00 sularında girdik. Şehir yemyeşil. Yol boyu ağaçlıklı olduğu gibi dağları da orman kaplı, Konya'nın dağları gibi çıplak değil. Seyhan Nehri'nin üzerinden geçtik. Muazzam bir nehir, aynı deniz gibi... Daha sonra Ceyhan Nehrinden geçtik. Seyhan nehri kadar olmasa da o da çok büyük bir nehir. Adana ovası, Ceyhan ve Seyhan Nehrinden açılan kanallarla sulanıyor.

Akşam 10.30'da Antep'e vardır. Milli Eğitim Müdürü Celaleddin Ekinci, Dedeman'ın önünde karşılayarak bize eşlik etti ve otelimize kadar götürdü. Şehitkâmil İlçesi kaymakamı Mehmet Aydın Bey de Konyalı yazarların geldiğini duyunca otelimize kadar gelerek hoş geldiniz demek nezaketinde bulundu. Ertesi Gün Antep'i gezdik. Antep'in Zeugma antik kentinden çıkan mozaik sergi salonunu gezdik. Önce 3 boyutlu gözlükler dağıtarak müze ve tarihi kent Zeugma hakkında bilgi verildi. Daha sonra bizi iki guruba ayırarak birer rehber tayin etti. Müze iki salondan oluşuyor. Birinci bölüm, Pagan dönemi, ikinci bölümde Hıristiyanlık dönemi Roma mozaikleri sergileniyor. Mozaikler çok canlı ve çok güzel. Ayrıca Roma'nın hamam ve kanalizasyon bölümünü gördük. Gerçekten zamanına göre çok mükemmel eserler ve üstün bir medeniyet seviyesine ulaşmışlar. Sergide dikkati çeken en önemli unsur, kazıyı yapan kişinin" Çingene kız" diye adlandırdığı bir mozaiktir. Kulağında küpesi başında örtüsüyle ne yandan bakarsanız bakın size bakıyor. Bu kız aslında Çingene değil tanrının hizmetkârı olarak işlenmiştir. Ayrıca Anadolu'ya gelen Türkler de bu medeniyeti yok etmek yerine bu medeniyeti çok daha ileri götürmüşler, halı ve kilimlerinde, mimarisinde kendilerine ters düşmeyen motifleri kullanmışlardır.

Öğle yemeğimizi Şehitkâmil Belediyesi Anneler Park'ında yedik. Burada Antep sofrasının ne kadar zengin olduğunu gördük. Belediye başkanı M. Rıdavan Fadıloğlu, bir konuşma yaparak bizleri hoş geldin dedi ve icraatlarından hedeflerinden bahsetti. Saat 14.00.18.00'ekadar serbest hareket ettik ve şehri gezme imkânı bulduk. Öğle namazımızı Çınarlı Caminde eda ettikten sonra arkasında bulunan Şehitlik'i gezdik. Antep savunmasında şehit düşen 6317 şehidin kemiklerini toplamışlar ve adına bir anıt dikmişler. Tarihi Bakırcılar Çarşısını, Zincirli Bedestenini, Ömerli Camiini, Çınarlı ve Şirvani camilerini gezdik. Kale tamiratta olduğu için içeri giremedik. Kalenin önünde bulunan Antep savunmasında askerlere yardım götüren 14 çocuğun kurşuna dizilişini ve askerlerimizin tasvir edildiği anıtları gezdik. Camiler Selçuklu ve Beylikler dönemi özelliklerini barındırıyor. Caminin birinde minber duvara bitişik yapılmış ve yan taraftan minareye çıkar gibi merdivenle çıkılıyor. Şirvani Camisinde ise minber bir raylı sistemle ihtiyaç halinde çıkartılıyor, daha sonra duvara sokuluyor. Kale önünde bir mağara var. Bu mağara çok büyük... Mağaranın içine evlerdeki su kuyularından inilerek savaş zamanında mücahitler hem savaşmışlar hem de yarılarını burada tedavi etmişler. Ayrıca mahzenleri depo olarak kullanışlar, cephane ve mermi üretmişler, bozulan tüfeng ve dipçikleri, burada tamir etmişler. Burayı otantik malzemelerle dekore etmişler. Çayhane olarak işletiyorlar. Hüzeyme hanım, ben, İsmail Detseli, Sadık Gökce ve rehberimiz halamızın oğlu Mustafa Atlı ile beraber oturup kahve içtik. Sadık Bey en iyi kahve pişirmesini bilen bir kızla evlenmek isteyen delikanlının hikâyesini anlattı. Hikâye şöyle: Delikanlının birisi en güzel kahve pişiren bir kızla evlenmek istediği için bir türlü evlenemiyormuş. Görüştüğü her kızda mutlaka bir kusur bulur geri çevirirmiş. Yolu bir gün bir Yörük çadırına düşer. Yörük beyinin kızını beğenir ve kahve pişirmesini ister. Getirilen kahveyi çok beğenen delikanlı kahveyi içer ve arkasından da getirilen suyu içer. Buna kız çok içerlenir. Delikanlı, yaptığı hatanın farkında değildir. "İşte tam gönlüme göre bir kız!"diyerek evlenmek istediğini beyan eder. Lakin kız onun isteğini reddeder. Şaşıran delikanlı sorar; "Niçin benimle evlenmek istemiyorsun?" Kız cevap verir: ben de yıllardan beri bir kahve tiryakisiyle evlenmek istiyordum. Sen kahveden sonra su içtin. Demek ki tiryaki değilsin."

Akşam yemeğini Göl Restoran'da yedik. Kaymakam bey yine bizi yalnız bırakmadı. Bazı arkadaşlarımıza kartını v e telefon numarasını verdi ne zaman bir işiniz düşerse çekinmeden arayın, elimden gelen her yardımı yapmaya hazırım dedi. Sürekli bir ihtiyacımız olup olmadığını sordu. Kendilerine çok teşekkür ederim.

Gezinin 3. günü Hayvanat bahçesini gezdik. Daha sonra Şahinbey İlçesi Şehreküstü mahallesinde Şıh Fethullah konağını ve camini, tamirat yapılmış eski konakları gezdik. Konaklar tamiratı yapıldıktan sonra sahiplerine geri verilmiş. Aslına uygun olarak tamirat yapılmış. Şehrin en büyük yer altı su mahzeni olan Pişirici Kasteli'ni ve Mescidini gezdik.

Yine Şehitkâmil Kaymakamı Mehmet Aydın'ın verdiği öğle yemeğinden sonra şehirden ayrıldık ve gece saat 11.30 gibi Konya'ya vasıl olduk. Bu geziyi düzenleyen Yazarlar Birliği Başkanı Mehmet Ali Köseoğluna, Halil İbrahim Tongur'a ve diğer emeği geçenlere ve bizi sıkıntıya sokmayan ve iyi bir yol arkadaşı olan arkadaşlarımıza ve bizi sağ salim getirip götüren kaptanlarımıza teşekkür ederim. Yazılacak çok şeyimiz var ama sayfamız yetersiz...

Haberler Haberleri

Türkçenin Uluslararası Şiir Şöleni Taşkent'te yapılacak
TYB Konya'da Vefatının 100. Yılında Ziya Gökalp Anıldı - Felsefeyi Sosyolojiyle Yenilemek
Vefatının 30. yılında Tarık Buğra
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Nail Bülbül Konuştu
Konyalı On’lar Perşembe Sohbetlerinde Kâmil Uğurlu Konuştu