Yunus Emre Türkçe'ye mana elbisesi giydirdi

MUSTAFA TATÇIHALE KAPLAN ÖZMustafa Tatçı, Türkiye'de ve dünyada Yunus otoritesi olarak kabul edilen bir araştırmacı. Bugün O'nun Yunus merkezli kitaplarına...

MUSTAFA TATÇIHALE KAPLAN ÖZ
Mustafa Tatçı, Türkiye'de ve dünyada Yunus otoritesi olarak kabul edilen bir araştırmacı. Bugün O'nun Yunus merkezli kitaplarına katkı yapılması neredeyse imkânsız. Tatçı'nın H Yayınları tarafından yayınlanan Yunus Emre Külliyatı, 20 yıllık çalışmanın ürünü. Altı ciltlik eserin birinci cildinde Yunus'un eserlerinden hareketle, anahtar kavramların çözümlemesi yapılıyor. İkinci ciltte şifahi kaynaklardan gelen metinler karşılaştırmalı olarak veriliyor. Risalet'ün Nushiyye'nin karşılaştırmalı metni, birden çok Yunus meselesi ve Yunus Emre ile ilgili olarak tarihte yapılmış olan şerh çalışmaları da birer ciltte toplanmış. Son yayınlanan 6. cilt ise Divan-ı Yunus Emre'nin tıpkıbasımından oluşuyor. Yazar, aynı yayınevinden çıkan "İşitin Ey Yarenler" kitabında da Yunus'a Yunusça yorumlar getiriyor, kullandığı bütün sembolleri açıklıyor.
"Yunus bugüne kadar Batı felsefesiyle anlatılmış. Oysa Yunus İslam'ın Yunus'udur." Diyen yazar, İşitin Ey Yarenler'de okura, Yunus'a bakıp gerçek kimliğini görebilme olanağı sağlıyor. Yunus'un kavramlara verdiği anlamı bugünkü düşünceyle yorumlamak istediğini belirten Tatçı, Yunus şiirlerinin tematik tahliline çok yakında "Aşk Bir Güneşe Benzer" adlı kitabıyla devam edecek. Çalışmaların ortaya çıkmasındaki asıl amaç ise Yunus modelinde çağdaş insanların yetiştirilmesini sağlamak.


CESARET İSTEYEN BİR İŞ

1980'de üniversiteye giren bu dönemde Yunus ile ilgili ilk çalışmalara başlayan Tatçı, verdiği kararın aslında cesaret gerektirdiğini söylüyor. Neden mi? :"Yunus'la ilgili böyle derinlikli bir çalışma yapma kararını 1986 yılında verdim. Aslında epey zor ve cesaret isteyen bir işti bu. Kaynaklar sağlıklı değildi, dil bilmek, tasavvufu bilmek gerekiyordu. Cesaret gerektirirdi, çünkü daha önce benzer çalışmaları Abdülbaki Gölpınarlı, Fuat Köprülü, Burhan Toprak gibi hocalar yapmıştı..."


YUNUS ARAŞTIRMALARI EMEKLEME SAFHASINDA

Mustafa Tatçı'nın 20'ye yakın yazma eser kullanarak oluşturduğu külliyatın 5. cildinde iki yeni şerh var. Hiç bilinmeyen bu şerhler kütüphanelerde duruyor fakat hiç kimsenin dikkatini çekmemiş. Yazma kaynakların incelenmesi konusunda belli kriterler olduğunu belirten Tatçı, 2, 3 ve 4. ciltlerinde tamamen edisyon kritik denen tenkitli metin yöntemiyle oluşmuş belgelerin bulunduğunu söylüyor. Tüm bu çalışmalarına rağmen işin daha başında olduğunu da özellikle vurguluyor: "Konu bitmiş değildir. İncelenmesi gereken yüzlerce metin var. Yunus Emre konusu henüz daha emekleme safhasında. Yazma kaynaklara dayalı bir çalışma sürdürülüyor şimdi. Ama Yunus'un şiirleri asıl cönklerde gizli."


SADE BİR FELSEFE DİLİ OLUŞTURDU

Önümüzdeki yıl dünyanın çeşitli merkezlerinde Yunus Emre Enstitüleri kurulacak. Dünya üzerinde Türk dilini temsil edecek isim olarak Yunus Emre'nin seçilişinin anlamını soruyoruz Tatçı'ya. O buna Türkçe'nin zaferi diyor: "Türkçe'nin zaferi diye özetlediğimiz şey Türkçe'nin mana dili haline gelmesidir. Yunus sıradan, sokakta, çarşıda, pazarda konuşulan dili, edebileştiriyor. Bir ekol olarak görülüyor bunun için. Türkçe'miz sıradan olmaktan kurtulmuştur Yunus'la. Söyledikleri sade fakat basit değil. Sıradan gibi görünen bu dille bir mana dili yaratmış Yunus. Avami kalmamış, duru bir Türkçe ile yüksek perdene söylemiş söyleyeceğini. Ayrıca Arapça'nın çok az bilindiği bir coğrafyada Müslümanlara dinlerini Türkçe öğretmiş. Arapça kelimelerin ezber ve telaffuzu da Türk halkı için zor. Ama O ayetin özünü halkın anlayacağı şekilde veriyor."


EFSANEVİ HAYATIN TASAVVUFİ YORUMU

Yunus ile ilgili zihninizdeki düğümleri çözmek ve O'na daha bütüncül açıdan bakabilmek için mutlaka okunması gerekiyor bu kitapların. Özellikle Yunus'un efsanevi hayatının, tasavvufi açıdan yorumlanışı epey ilgi çekeceğe benziyor: "Onun bir tarihi hayatı var ama bu efsanevi hayatının içinde kaybolmuş gitmiş. Eskiler insanlara olan biteni doğrudan söylemiyordu, sembolik olarak söylüyordu. "Arif olan anlar" denirdi. Bu menkıbelerin arasına serpiştirilmiş olan ifadeler bizim mana âlemimizde bir hakikati ifade edebilir. İşte bu sembollerin karşılıklarını anlatmaya çalışıyorum İşitin Ey Yarenler kitabında
Yeni Şafak Kitap 07.05.2008

Haberler Haberleri

"YAZARLARIMIZ OKULLARDA" PROJESİ TAMAMLANDI
TYB KONYA’DA UZLUK AİLESİ VE MEVLÂNA İLE İLGİLİ ÇALIŞMALARI KONUŞULDU
Bakan Tunç: Hukuk dili dil bilinciyle şekillenmelidir
TYB KONYA’DA MESNEVÎHANLIK GELENEĞİ VE MESNEVÎ OKUMALARI PANELİ YAPILDI
Hazreti Mevlana'nın 751. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri başladı