Şeytanın Kâtili Kim?..
"Eğer şeytanı ayaklarınızın altında görmek istiyorsanız gözünüzü açın ve biliniz ki şeytanın kâtili edeptir." (Hz. Mevlânâ)
Türkiye ve Konya...
"Eğer şeytanı ayaklarınızın altında görmek istiyorsanız gözünüzü açın ve biliniz ki şeytanın kâtili edeptir." (Hz. Mevlânâ)
Türkiye ve Konya gündemini oluşturan konuların başında ahlâk, önemli bir yer tutuyor. İnsanlık hayatı boyunca tartışılan ahlâk ve edep, herkese lâzım biçilmiş bir kaftan. O elbiseyi üzerinizden attığınız zaman "yalın" kalıyor, ruhunuz âdeta cesedinizi koruyamaz hale geliyor.
Türkiye Yazarlar Birliği'nin İstanbul Ticaret Odası ile birlikte doğumunun 100'üncü yılı dolayısıyla fikir adamı Nurettin Topçu anısına düzenlediği "1. Türkiye Ahlâk Şûrası"; İstanbul 2010 "Avrupa Kültür Başkenti" açılış törenlerinin tantanası ile birlikte, ve âdeta gölgesinde yapıldı. İstanbul; "Batı (Hıristiyan)" kültürünün mü, yoksa "Doğu (Müslüman)" kültürü (harsı)nün mü başkenti olması gerekir? Avrupa kültüründe "ahlâk"ı nereye oturtacaksınız..
Pozitivizme karşı ahlâk nizâmını savunan Nureddin Topçu ne diyor: "Ahlâk insanın her an yaşadığı bir gerçekliktir. Hareketlerimizin ilmi demek olan ahlâk bilgisi lisenin bütün sınıflarında, her sınıfın seviyesi ölçüsünde olarak tenkit ve münakaşalı bir şekilde okutulabilir. Her rönesans hareketinde olduğu gibi, lise öğretiminde de fizikten ahlâka doğru cesaretle yükselelim."
Yaygın gazetenin biri "İhaneti izliyoruz" diye başlık atmış. Malûm, büyülü kutuda ekranlara gelen dizilerde birbirlerini aldatanların edepsizliğinden dem vurulmuş. Bu edepsiz, ahlâksız, müstehcen yerli ve yabancı diziler ile sinema filmlerine karşı RTÜK nedense bir şey yapamıyor. Muhafazakâr yapıdaki iktidar partisi bile bir yaptırımda bulunamıyor..
Acaba neden?
Hz. Mevlâna ne diyor; "Eğer insan oğlunun edebi yoksa âdem değildir. İnsan ile hayvan arasındaki fark edeptir" diyor. Lisede sınıflara giren bir öğretmenden yakınarak işitmiştim: "Artık ders değil, sadece bekçilik yapıyoruz!"
Ne günlere kaldık Yarabbi!
***
Türkiye Yazarlar Birliği'ne üye bir yazar olarak geçtiğimiz hafta (16 Ocak 2010) TYB Konya Şubesi'nin 8. Olağan Genel Kurulu'na katıldım. TYB'ye hizmetleri dokunan sevgili başkanımız Ahmet Köseoğlu, "Huzurlu bir şekilde görevi bırakıyorum" dedi. Hukukçu milletvekillerimizden Hüsnü Tuna da "Türkiye'deki sistemin demokratikleşmesinde STK'ların büyük payları vardır" diyerek Ahmet Bey'i, siyasete bulaştırdıklarını ifade etti. Bilindiği üzere Ahmet Köseoğlu, "Niğde Belediye Başkan Yardımcılığı" görevine getirildiği için TYB Konya Şubesi'deki başkanlık görevini bırakmak zorunda kalmıştı. Yeni başkanımız ise, Bekir Şahin oldu. Bekir Bey, "Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi Müdürü" görevini de yürütüyor. Bekir Şahin Bey'e ve yeni Yönetim Kurulu Üyesi arkadaşlarımıza, Konya'nın sosyal ve kültürel hayatına yapacakları çalışmalarda başarılar diliyorum.
Şeytanın bütün okları aileye, kadına ve genç nesillere yönelmiş durumda. Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nin sözlerine kulak vererek eğer "şeytanı ayaklarımızın altında görmek" istiyorsak, TYB Konya Şubesi olarak o niyetle hareket ederek "1. Anadolu Edep Şûrası"nı Konya'da biz gerçekleştirelim. Konya Ticaret Odası da, bu şûraya maddi ve manevi katkılarını esirgemesin.
Eski başkanımız Ahmet Köseoğlu, Hüsnü Bey'in deyimiyle "siyasete bulaştığına" göre, yeni başkanımız Bekir Şahin'den, böylesine güzel bir organizasyona şimdiden el atmasını bekliyor; "tarihi ve kültürel derinliği olan bu güzel şehirde yaşıyor" olmanın önemini kavramamız gerektiğinin altını çiziyorum.
Düşmanlarımızı sevindirmek istemiyorsak, evlâdımıza edebi öğretelim. Şeytanı öldüren silah olarak edeb'e sarılalım! Yazımızı da şu güzel mısralarla sonlandıralım.
"Edep; bir tac imiş Nur-u Hüdâ'dan/ Giy ol tacı, emin ol her belâdan."
Merhaba 20.01.2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.