Mehmet Toker

Mehmet Toker

Siyonizm’in Maşası Kırılabilir mi?

A+A-

Filistin topraklarında 15 ayı Aşkın süre devam eden Siyonist İsrail terör örgütünün yaptığı Müslüman katliamı ve Filistinlilere uygulanan soykırım nihayet ocak ayı içerisinde yapılan ateşkes antlaşması ile neticelenmiş oldu. 470 günlük süreçte 50.000'den fazla Filistinli şehit oldu. Gazze, neredeyse taş üstünde taş bırakılmamış bir harabeye, enkaz ve moloz yığınına döndü.

Ateşkesten sonra belirli aralıklarla yapılan esir takası, şunu bir kez daha gösterdi ki Müslümanlar esirlerine bütün olumsuz şartlara rağmen insanüstü bir muamele yapmışken; Siyonist teröristler, Müslüman esirlere insanlık dışı, barbarca muamelede bulunmuşlar. Bu durum dahi İslam'ın izzetini, Müslümanların medeni, insani tavır ve tutum içerisinde olduğunu bütün dünya kamuoyuna göstermiş oldu. Bu süreçte batıda 21 milyondan fazla insanın, Filistinlilerin tevekkül ve teslimiyetinde iman ve ihsanından etkilenerek Müslüman oldukları bilgisi paylaşıldı. İslam’ın diriltici soluğu Filistinli kardeşlerimizin vakar ve izeetiyle tüm dünyayı sardı. Bir öldük ama elhamdülillah binler dirildik.

 

Ateşkes imzalandı, esir takasları devam ederken, ikinci defa ABD başkanı seçilen sadist bir maşa, tasmasını elinde tutan cani sahibi ile görüştükten sonra “Gazze’yi devralacaklarını, Filistinlileri ülkelerinden süreceklerini” ifade etti. Bu haince, zalimce ve insanlık dışı zorbalığa Dünya kamuoyundan sert tepkiler yükselirken; Türkiye hariç neredeyse hiçbir İslam ülkesinden ciddi bir tavır veya reaksiyonda gelmedi. Kaldı ki Müslüman toplumlarda adeta ateşkesle beraber sanki Siyonist teröristler affedilmiş, aklanmış, her şey sütliman olmuş gibi bir algı oluştu. Boykot unutuldu.

Gazze’nin enkaz ve moloz yığını haline gelmesine sanki Filistinliler sebep olmuş gibi Gazze topraklarının Filistinlilerden arındırılacağı, Filistinlilerin Ürdün ve Mısır'a sürgün edilerek bu topraklara el koyacak olan Amerika tarafından imar edileceği fikri ya da ifadesi tam anlamıyla bir akıl tutulması ve Siyonizm’in hedeflerine hizmet eden barbarca, haince ve canice bir söylemdir. Siyon maşasının, İsrail terör örgütünün 128 yıllık tezini destekleyen bu söylemi veya çıkışı şunu gösterdi ki; Siyonist teröristler 470 günlük süreçte kendi elini ateşe sokmak suretiyle ciddi anlamda yandı ve yaralandı. Elini tekrar ateşe sokmaya cesareti olmadığından dolayı; varlığını Siyonist kartellere/tröstlere borçlu, siyasi istikbali için aynı odaklara mahkum olan kişi, kurum, organizasyon ve devletleri! kullanmaya devam edecek.

 

Zalim zulmüne devam ediyor. Ancak işin acı tarafı mazlumun yanında yer alması gereken İslam Aleminin tepkisiz kalması. Özellikle de bu sinsi ve hain plan gerçekleşirse bundan en çok etkilenecek olan Ürdün, Mısır ve Suudi Arabistan gibi halkının büyük çoğunluğunun Müslüman olan ülkelerin sessizliği insanı dehşete düşürüyor. Bu sessizlik, Siyonist aklın, bu ülkeleri bir takım kapitalist entrikalarla ya da ekonomik kuşatmalarla esir almış olduğunun ikrarı. Bu ülkelerin yöneticilerinin Siyonist odaklara gebe kalmışlığı ya da zaten özünde aynı davaya hizmet ediyor oluşları, onları derin bir sessizliğe itiyor.

Ateşkesle beraber boykotun da bittiği algısı tam bir yanılsama örneği. Dünya, adil bir gezegen oluncaya kadar Müslümanların boykotunun kesintisiz, aralıksız ve artarak devam etmesi gerekiyor. Bugün farklı “izm” ve isimlerle ifade edilen neredeyse bütün akımlar; Siyonizm’in hedefini gerçekleştirmek için kullanılan maşalardan ya da Siyonizm mi perdelemek için icat edilen aparatlardan başka bir şey değil. Komünizm, sosyalizm, faşizm, semitizm/antisemitizm, materyalizm, pozitivizm, ateizm, deizm, kapitalizm, hedonizm, feminizm, vb… Siyonizm’in hedefine giden yolda yolu açmaya, temizlemeye, tesviye etmeye yarayan aparatlar…

Son tahlilde tüm maşa ve aparatları kıracak, Dünyayı/insanlığı başına bela olan Siyonist terör örgütünün tasallutundan kurtaracak tek yol, Müslümanların ümmet fikrini yeniden yüceltmekten, Filistinlilerin sahip olduğu imânî ve islâmî şuuru tüm Müslümanlar olarak yeniden kuşanabilmekten geçiyor. Boykotu, sadece doğrudan İsrail terör örgütüne destek veren marka ve firmalarla sınırlı tutmayıp, Siyonist terör örgütüne yardım ve yataklık yapan, silah veren, siyasi destek veren, hatta ve hatta moral veren tüm marka ve firmalara genişletmek, amasız, fakatsız, istisnasız, ciddiyetle uygulamaktan geçiyor. Unutmamak gerekiyor ki Siyonizm’in ruhu paraizmdir. Ne demişti Korsikalı Korsan Napolyon Bonapart: “Savaşı kazanmak için üç şey lazım para, para, para…”

Önceki ve Sonraki Yazılar