Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi son 4 yılda 103 program, iki sempozyum, dört kitap yayını yaparak kendisiyle ciddi bir yarışta olduğunu gösterdi. Konya Şubesi 2002 yılında 36 program yapıp tarih, kültür ve sanat şehri Konya'nın kültürel nabzının attığı yer olmuştur. Özelde Konya'nın müktesebatının yeni nesillere aktarılması genelde tüm insanlığa ışık tutabilecek konuların işlendiği programların büyük çoğunluğu Konya Şubesi'nin bahçesinde 'Havuzbaşı Sohbetleri' olarak icra edildi.
Edebiyattan san'ata folklorik değerlerden portre anmalara kadar geniş yelpazede yapılan programların "Konya'da Düşünce ve San'at" adlı bir kitapta toplanmasıda sözün uçup, yazının kaldığının en taze örneği olarak algılanabilir. 2003 yılında ise 18 program yapan Konya Şubesi, TYB'nin 25. Kuruluş yıldönümü münasebetiyle iki büyük sempozyum daha düzenleyip ev sahipliğini en güzel şekilde yerine getirmiştir. "Konya'da Düşünce ve Edebiyat" adıyla Mayıs 2003'te düzenlenen sempozyumunda yine aynı adla kitaplaşması sağlanan faaliyetin ciddiyetini bir kez daha ortaya koydu.
Medeniyetlerin kavşak noktasında bulunan Konya'nın müktesebatına yönelik olan bu sempozyumda dört oturumdan ikisi düşünce dünyamıza Konya'nın katkıları, diğer iki oturumunda da edebiyatımıza, folklorumuza katkıları noktasında tebliğler sunuldu. 2003 yılının ekim ayında TYB'nin kuruluşunun 25. yılı etkinlikleri çerçevesinde ikinci sempozyumu da (Konya'da Öykü Günleri) layıkıyla yerine getiren Konya Şubesi'nin bu programı da kitaplaştırmış olması takdire şayandır. Yine 2003 yılında yapılan mutad etkinliklerinde "Konya'da Kültür ve Hayat" adıyla kitaplaşması Konya Şubesi'nin faaliyetlerini uzun soluklu ve kurumsallaşarak yapabileceğinin bir işareti olarak düşünülebilir.
2004 yılında da 19 programı takvime bağlayıp şube bahçesinde 'Havuzbaşı Sohbetleri' olarak düzenli bir şekilde yerine getirecek olan Konya Şubesi'nin başkanı ve aynı zamanda genel merkez genel sekreter yardımcısı Ahmet Köseoğlu bütün bu çalışmaların amacını şöyle açıklıyor: "Gelecek nesillere köklü mirasımızı aktarabilmek adına cirmimizce verdiğimiz bu mücadelede amacımız tarihe kayıt düşmektir. Toplum olarak yüzeyselleştirilmeye itildiğimiz son yıllarda, gelenek ve kültürüyle, global bir dünya görüşüne karşı, yerel kültürün devamını sağlamayı, kadim medeniyetimizin dinamiklerini gün yüzüne çıkarmayı temel bir görev addediyoruz.