TYB Konya Şubesi'nde Edebiyat ve Metafizik ilişkisi konuşuldu
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nde Edebiyat ve Metafizik konuşuldu. Yıldız Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Vefa Taşdelen'in konuşmacı olarak...
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi'nde Edebiyat ve Metafizik konuşuldu. Yıldız Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. Vefa Taşdelen'in konuşmacı olarak katıldığı program Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu'nda saat 13'te gerçekleşti. Programa TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu, TYB üyesi yazarlar, akademisyenler, gazeteciler ve öğrenciler ilgi gösterdi. Metafizik üzerine bilgi vererek konuşmasına başlayan Doç. Dr. Vefa Taşdelen, yabancı ve İslam Âlemi düşünürlerinden örnekler verdi. Metafiziğin fizik üstü konuları ele aldığını belirten Taşdelen, Tanrı'nın varlığı ve ruh konusunun aklın dışında olmasına rağmen bu konuda yazılmış birçok eser olduğunu belirtti. Özellikle Alman felsefeci Kant'tan örnekler vererek konuyu açmaya çalışan Taşdelen, Salt Aklın Eleştirisi kitabı ile aklın erişemeyeceği konulardan uzak kalınmasını tavsiye eden Kant'ın, Pratik Aklın Eleştirisi kitabı ile kendi kendisi ile çelişkiye düştüğünü belirtti. 19. yüzyılda Batıya hâkim olan pozitivizm ile metafizikten uzaklaşmaya çalışan ve Tanrı yerine aklın yerleştirilmeye çalışıldığını ancak bu yapılırken dahi metafizikten uzak kalınamadığını belirten Taşdelen, batının Tanrı inancını aklı ile bulmaya ve pekiştirmeye çalıştığını söyledi.
HER DÜŞÜNÜR TANRI KAVRAMINA İLGİ DUYAR
Taşdelen, İslam dininde ise Allah'ın vasıfları ve varlığı konusunda bilgilerin Kuran'dan alındığını ve Allah inanışının bu çerçevede oluştuğunu belirtti. İhlâs Suresinde, "doğmamış, doğurmamış, tek, eşi ve benzeri olmayan, her şeye gücü yeten ve hiçbir şeye muhtaç olmayan" bir Allah'tan bahsedildiğini, İslam filozoflarının da bu veriler ışığında bir Tanrı tanımı yaptığını belirten Taşdelen, yapılan bu tanımların tam olarak Tanrıyı tanımlamadan uzak olduğunu ancak bunların dışında da bir tanımlamanın da insan idrakiyle mümkün olmayacağını söyledi. İnanç sahibi olsun veya olmasın her düşünürün mutlaka ruh ve Tanrı kavramına ilgi duyduğunu inanç sahibinin yaratıcı olarak Tanrı'yı kabul ettiğini, inanmayanın ise yine yaratıcı gücü kabul ettiğini ancak buna başka bir isim vermeyi tercih ettiğini söyledi. İnsanların tarih boyunca kendilerine "nereden geldik, nereye gidiyoruz, niçin yaratıldık" gibi sorular sorduğunu ancak bunun cevabını da ancak akıl, zaman ve mekân dairesi içerisinde cevapladığını söyleyen Taşdelen, metafiziğin konusunun akıl, zaman ve mekân dışındaki olgulara yönelik olduğunu, bunu da ancak aralarında anlaştıkları dilin yeterliliği ölçüsünde cevaplayabildiklerini belirtti.
BATI HALA ARAYIŞ İÇERİSİNDE
Batıda yazılan romanlarda sık sık "Sen Tanrıya İnanıyor musun?" repliğinin geçtiğini belirten Doç. Dr. Vefa Taşdelen, İslam dünyasında yazılan kitaplarda ise bu tür repliğe rastlamadığını belirtti. Bunun sebebini de İslam dünyasında bulunan "gaibe iman" düsturu ile açıkladı.
İslam dünyasında Tanrı inancının içselleştirildiğini ve günlük hayatın her safhasında görüldüğünü belirten Taşdelen, "hırsızlık yapmam çünkü Allah'tan korkarım", "iftira atmam, hak yemem, kötülük yapamam" gibi çeşitli söylemlerin arkasında Allah korkusunun yattığını, batının ise bu konuda halen bir arayış içerisinde olduğunu belirtti. Programın sonunda TYB Konya Şubesi adına Katılım Belgesi'ni Taşdelen'e Prof. Dr. Köksal Alver takdim etti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.