TYB’de “EDEBİYATIMIZDA MİZAH” Konuşuldu
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin Konya Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla düzenlediği etkinlikte Yazar Mehmet Nuri Yardım “Edebiyatımızda...
Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesinin Konya Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla düzenlediği etkinlikte Yazar Mehmet Nuri Yardım “Edebiyatımızda Mizah” konusunu anlattı.
Konuşmasına Konya’da bulunmaktan memnuniyet duyduğunu, Konya’nın korunan ve mübarek bir şehir olduğunu, kendisinin buraya gelmesine vesile olan Programı düzenleyen Hüzeyme Yeşim Koçak ve Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi Başkanı Prof. Dr. Hayri Erten’e teşekkür ettiğini belirterek başlayan Mehmet Nuri Yardım, “Bir gün sokakta gezerken insanların yüzlerinin asık ve mutsuz olduklarını fark ettim. Aynı şimdi olduğu gibi ülkemiz bir kriz içerisinde idi. Kendi kendime bu insanları mutlu edecek, tebessüm ettirecek bir şeyler yazmalıyım dedim. Ve Edebiyatımızın Gülen Yüzü adı altında bir kitap yazmaya karar verdim. Son iki yüz yılın ediplerinin yaptıkları esprileri toplamaya başladım. Sonuçta ortaya kapsamlı bir kitap çıktı.
İlk araştırmaya başladığımda materyal bulmakta zorlanacağımı düşünmüştüm ama araştırmayı derinleştirdikçe bir deryaya daldığımı fark ettim. Sonunda kitabımı tamamlayıp piyasaya çıkardım. Kitap piyasaya çıktıktan sonra olumlu tepkiler aldım. Mesela bir gün bir edebiyat öğretmeni aradı. Divan edebiyatı anlatırken öğrencilerin sıkıldığını ve uyukladığını, kitabı aldıktan sonra derse başlarken anlatacağı yazarın yaptığı esprileri bir kenara yazıp derse bu esprileri anlatarak başladığını ardından da derse girdiğini söyledi. Böyle bir kitap yazdığım için teşekkür etti. Bu olaydan sonra bu kitabı yazmakla ne kadar doğru bir iş yaptığımı anladım.” dedi.
İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif’in de nüktedan bir tarafı olduğunu belirten Mehmet Nuri Yardım “Almanya seyahatinden sonra ülkesine dönen Mehmet Akif’e arkadaşları Almanya’yı nasıl bulduğunu sormuşlar. Akif bu soruya ‘Bize benzemeye başlamışlar. Din adamları siyaset yapıyor, siyasetçiler de din konusunda fetvalar veriyorlar’ cevabını vermiş.” şeklinde konuştu.
Süheyl Ünver hakkında da bilgi veren Mehmet Nuri Yardım, “Süheyl Hoca duyduğu ve gördüğü her şeyi bir yere not ederdi. Bir gün bir konuda konferans vermesi için Ünver Hocayı davet etmişler. Hoca kürsüye çıkmış, programın başlama vakti gelmiş; ancak hoca bir türlü konuşmasına başlamamış. Konferansı düzenleyenler tedirginlik içerisinde hocanın yanına varıp bir eksiklik olup olmadığını sormuşlar. Hoca, ‘konuşmaya başlayacağım ama hiç kimse not tutmak için kâğıt kalem çıkarmadı, onu bekliyorum’ demiş.” dedi.
Geçmişte ediplerin farklı düşüncelerde olsalar dahi bir araya gelip konuştuklarını, sohbet ettiklerini birbirlerine tahammül ettiklerini belirten Mehmet Nuri Yardım, “Mesela ayrı dünyaların insanları olan Süleyman Nazif ve Dr. Abdullah Cevdet’in sık sık buluşup sohbet ettiklerini, bir gün vapur iskelesinde karşılaştığı bir dostuna nereye gittiğini soran Süleyman Nazif ‘Abdullah Cevdet’e çıkıyorum” cevabını almış. Bunun üzerine Süleyman Nazif, “Abdullah Cevdet’e çıkılmaz, Abdullah Cevdet’e inilir” demiş. Süleyman Nazif’in bu düşüncelerinden Abdullah Cevdet’in de haberi vardı; ama onlar hoşgörü içerisinde bunları kendilerine dert edinmiyorlardı.” dedi.
Ahmet Haşim ve Ziya Osman Saba gibi iki dev şairin mezarlarının kayıp olduğunu, bunu kendisine Ahmet Kabaklı’nın söylediğini ve Tercüman Gazetesinde çalışıyor iken Kabaklı’nın kendisine bu şairlerin mezarlarını bulma görevini verdiğini söyleyen Mehmet Nuri Yardım, “Biyografi yazanların yazılarının sonunda ölüm tarihinden sonra kişinin mezar yerini de belirtmelerinin çok iyi bir iş olacağını” söyledi.
TÜRK-İSLÂM MEDENİYETİ
Konuşmasının sonunda çok büyük bir medeniyetimizin olduğunu, Türk-İslâm medeniyetinin dünyanın en büyük medeniyeti olduğunu, edebiyatta, sanatta. Musikîde, hat sanatında çok değerli şahsiyetlerin yetiştiğini, dünyanın en büyük hat sanatçısını bizim yetiştirdiğimizi ifade ederek; “Diyarbakırlı Hattat Hamit Aytaç, Diyarbakırdan çıkıyor, yoksul bir ailenin çocuğu, ama İstanbul’da kendini yetiştiriyor ve dünyanın en büyük hattatı, en büyük sanatkârı oluyor; sadece bu şeref bile bize yeter.
Bize dayatılan popüler isimler yerine kıyıda köşede kalmış şahsiyetleri bulup çıkarmamız lazım. Ali Nihat Tarlan kimdir? Divan Edebiyatını bize sevdiren hocadır. Unutmamak lazım.”dedi.
KİTAP OKUMAYA BAŞLADIK
1980’li yıllarda sadece İstanbul ve Ankara’da kitap fuarı düzenlendiğine ve sadece Diyanet ve TÜYAP’ın katıldığına vurgu yapan M. Nuri Yardım; “Şimdi ise 81 ilimizde ve birçok ilçemizde kitap fuarları düzenleniyor, bunlara talep var. Talep olmasa niye düzenlensin? Benim memleketim Siirt’e bile her sene kitap fuarı düzenleniyor. Millet olarak kitap okumaya başladık. Sayı olarak çoğuz ama keyfiyet olarak da daha seçici olmalıyız. Daha iyi yazarları arayıp bulmalıyız. Zaman içerisinde inanıyorum ki, insanımız, gençlerimiz en değerli yazarları arayıp bulacaklardır. Sivil Toplum kuruluşmlarının bu konuda çok büyük hizmetleri var. Yüzlerce vakıf, dernek bu kültür hizmetlerini, bu medeniyeti anlatmak için çalışmalar yapıyorlar. Asla hiç ümitsiz değilim. 15 Temmuz’dan önce bazı dostlarımız bu gençliği beğenmiyordu. Bu gençlikte hayır yok diyorlardı. Ben ise bu gençlik Âsım’ın neslidir, Necip Fazıl’ın Büyükdoğu neslidir, Sezai Karakoç’un Diriliş neslidir, Bediü’z-Zaman’ın Nesl-i Cedidesidir, kısacası bütün o büyüklerimizin tohum attığı nesillerdir. Bu nesilden ümit kesemeyiz. Bu vatanın sahipleri de onlar olacaktır. Nitekim 15 Temmuz’da bunu ispat ettiler. Dolayısıyla ben hiç ümitsiz olmadım.
SANATA, EDEBİYATA ÖNEM VERMELİYİZ
Konuşmanın ardından Mehmet Nuri Yardım’a katılım belgesini vermek üzere kürsüye gelen AK Parti Konya Milletvekili Ahmet Sorgun, Edebiyatımızın Gülen Yüzü isimli kitabı yıllar önce aldığını yazarı ile tanışmanın ise ancak bugün gerçekleştiğini ifade ederek “Ne zaman siyasî ortamdan bunalsam Edebiyatımızın Gülen Yüzü isimli kitaptan bir bölüm okurum. Aslında bugün de öyle oldu. Hani kaldığınız odanın havası biraz ağırlaşır da taze hava gelsin diye pencereyi açarsınız da, sizi canlandıran temiz bir hava gelir bâd-ı sâbâ… İşte bu herkesin ekonomi, para, pul, döviz, dolar, bilmem ne dediği bu kasvetli ortamda hocam bize adeta pencereyi açtı ve bir bâd-ı sâbâ esintisi getirmiş oldu. Sanata, edebiyata önem vermemiz gerekiyor.”dedi. Programa Ahmet Sorgunun yanı sıra Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu, Prof. Dr. Ahmet Çaycı, Aydınlar Ocağı Başkanı Mustafa Güçlü, TYB Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Hayri Erten ile Yazarlar ve kültür adamları katıldılar.
Katılım Belgesinin verilmesinden sonra toplu fotoğraf çekimi ile program sona erdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.