TYB'DE "EDEBİYATIMIZDA RAMAZAN" KONUŞULDU
Atik: "Süheyl Ünver'in deyişiyle «Türkler İslâmiyet'i bedii bir şekle sokmuşlar ve bir Ramazan Medeniyeti oluşturmuşlardır.» dolayısıyla Ramazan bizim...
Atik: "Süheyl Ünver'in deyişiyle «Türkler İslâmiyet'i bedii bir şekle sokmuşlar ve bir Ramazan Medeniyeti oluşturmuşlardır.» dolayısıyla Ramazan bizim hayatımızın bütün aşamalarına ve temel dokusuna girmiştir..."
TYB Konya Şubesi'nin kültürel etkinlikleri Ramazan ayında da devam ediyor. Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonunda her Cumartesi olduğu gibi bu hafta da saat 14.00'de gerçekleştirilen kültürel etkinlikte Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Hikmet Atik "Edebiyatımızda Ramazan" başlıklı konuşmasına edebiyatın sosyal hayatın aynası olduğunu söyleyerek başladı.
BYEM Konya İl Müdürü Cemil Paslı, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan yardımcısı Prof. Dr. Hayri Erten, yazarlar ve öğrencilerin katıldığı programda Atik; muzaffer dönemlerde ortaya çıkan edebiyatın mağrur bir edebiyat, buhranlı dönemlerde ortaya çıkan edebiyatın ise hüzünlü bir edebiyat olduğunu söyledi. Bu yüzden Osmanlı'nın Lale devrinde Nedim gibi bir şairin, Osmanlı'nın son döneminde ise Mehmet Akif'in ortaya çıktığını dile getirdi. Bu şairlerin tarzlarıyla dönemlerinin sesleri olduklarını dile getirdi.
Ramazan, Müslümanlar olarak sosyal hayatımıza nasıl yansımışsa, edebiyatımıza da öyle yansımıştır diyen Doç. Dr. Hikmet Atik şairlerin Ramazan'a ilişkin teliflerinin üç edebi tür altında değerlendirileceğini dile getirdi. Bunların sırayla Ramazaniyeler, Ramazan İlahileri, Ramazan Manileri olduğunu söyleyen Atik, programın devamında klasik dönemde şairlerin ramazan tasvirlerini ifade eden beyit seçkilerine yer verdi.
Ramazan denince ilk akla gelenin oruç ve bayram olduğunu ifade eden Atik; "Orucu üç şekilde ele almak mümkündür. Oruç, avama göre yiyip içmekten kesilmek, havassa göre ise el, ayak, göz, kulak ve dil ile oruç tutmaktır. Ehassa göre ise oruç bütünüyle ma-sivâdan uzak durmaktır.
Süheyl Ünver'in deyişiyle «Türkler İslâmiyet'i bedii bir şekle sokmuşlar ve bir Ramazan Medeniyeti oluşturmuşlardır.» dolayısıyla Ramazan bizim hayatımızın bütün aşamalarına ve temel dokusuna girmiştir."dedi.
Edebiyatımızdan Ramazan'la ilgili örnekler sunan Doç. Dr. Hikmet Atik, sözü eski Ramazanlardan günümüze getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün de Ramazanlar yaşanıyor ve bugünün de kendi içinde güzellikleri ve hazları var. Mesela bu yıl ilk defa sahura kalkacak, oruca başlayacak binlerce çocuk var.
Bunlar da ileride kendilerinin ilk sahura kalkışlarındaki o tarifsiz hazzı ve lezzeti, ilk iftarlarında yaşadıkları o acemilik ve sabırsızlıklarını, teravih namazlarındaki o çocuksu gülüşmeleri unutamayacaklardır.
Ramazan ilk gününden son gününe kadar, iftarıyla, sahuruyla, yemek sofralarıyla, sofraları süsleyen özel lezzetleriyle, ilk günlerinin acemiliği ve nimetin kadrini daha iyi anlamış olmanın getirdiği yardımlaşma duygularının daha canlı hale gelmesiyle bu toplumda hep derin izler bırakmıştır. Ama bu tesir ve bırakılan izler sahur davullarının çaldığı, fakirlerin doyurulduğu ve küçücük bir yavrunun annesinin sol kaşının üzerine kondurduğu tatlı buselerle sahura kalkmaya devam ettiği müddetçe hep sürecektir.
Rabbimizin bize bir ihsanı olarak gölgesi üzerimize düşen mâh-ı gufrânın bizlere ve sevdiklerimize hayırlar getirmesi, meyhanelerin susuz değirmene ve camilerin kalb-i mü'mine dönmesi temennisiyle herkesin Ramazan'ını tebrik ediyorum."
Program sonunda konuşmacı Doç. Dr. Hikmet Atik'e TYB Konya Şubesi Başkan Vekili ve Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Hayri Erten tarafından günün anısına Katılım Belgesi takdim edildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.