TYB'de "İslâm'ın Şiir ve Edebiyata Bakışı" konuşuldu

ÜRÜN: ALLAH GÜZELİ SEVER!

TYB Konya Şubesi'nin düzenlediği programda konuşan Prof. Dr. Ahmet Kazım Ürün, "Şiiri "sözlerin güzel ve estetik hali" olarak tanımladı. Ürün "Allah güzeli sever; önemli olan içeriktir. Zarfa değil mazrufa bakmak gerekir" dedi

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kâzım Ürün, Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi'nin düzenlediği etkinlikler kapsamında hafta sonunda Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonu'nda "İslâm'ın Şiir ve Edebiyata Bakışı" başlıklı bir konferans sundu. Programa TYB Konya Şube Başkanı M. Ali Köseoğlu'nun yanı sıra Konya Aydınlar Ocağı Başkanı Dr. Mustafa Güçlü, akademisyenler, yazarlar ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Prof. Dr. Ahmet Kazım Ürün, iki bölüm halinde sunduğu konferansının ilk bölümünde Peygamberimizin yaşadığı ve İslâm'ı tebliğ ettiği Arabistan yarımadası üzerinde yaşamış Âd, Semûd, Amalika, Medyen, Seba gibi eski toplumlara ve kültürlerine değindikten sonra Cahiliye Dönemi'nde şiirin toplumdaki önemini vurguladı. Yapılan şiir müsabakalarında dereceye giren şiirlerin Kâbe'nin duvarına asıldığını, şairi olmayan kavimlerin değersiz görüldüğünü dile getiren Ürün, "Böylesi kültürel düzeyi yüksek bir topluma inen Kuran-ı Kerîm ve Peygamberimizin söyledikleri bizim İslam'ın şiir ve edebiyata bakışını belirlemede temel dayanağımız olacaktır" dedi.

ŞİİR, İSLAM'I TEBLİĞ İÇİN KULLANILDI
İkinci bölümde ise böylesi bir topluma inen Kur'ân'ın belâğatı karşısında Lebid b. Rebia gibi şairlerin şiir söylemekten vazgeçtiğini, Hz. Peygamber'in İslâm'ı tebliğ etmek için şiir silahını kullandığını bu konuda Ka'b b. Zuheyr, Abdullah b. Ravaha ve Ka'b. b. Mâlik'in önemli işler başardığını belirtti. Aynı zamanda Müslüman olmak üzere Hz. Peygamberin huzuruna gelen ünlü Cahiliye şairi Zuheyr b. Ebi Sulman'ın oğlu Ka'b. b. Zuheyr'in okuduğu kasideden dolayı Resulullah'ın kendisine hırkasını çıkarıp hediye ettiğini ifade etti. Ürün "Cahliye'de kabileler arasında yapılan savaşlar öncesinde tarafların şairleri meydana çıkıp atışıyorlardı. Bu adet İslamî Dönem'de de devam etti. Ancak kabilecilik olan içerik dinî bir hüviyet kazandı. Bedir Savaşı öncesinde müşriklerle Müslümanlar arasında uzun bir şiir düellosu olmuştur. İbn Hişâm es-Sîre en-Nebeviyye adlı eserinde yaklaşık yirmi sayfada bu şiirleri nakleder" diye kaydetti.

ÜÇ ŞAİR AFFEDİLMEDİ!

İslam karşıtı şiirlere karşı da Peygamberimizin tavrını anlatan Ürün "Mekke Fethi'nde herkes affedilirken "Kâbe'nin örtüsünde sarılı olarak bile bulunsa öldürülmesi" emredilen on kişiden üçü de şâir idi: Bunlardan biri Abdullah İbnu Hatal'dır. Bu kişi, önceleri Müslüman olup Medîne' ye yerleşmiş ise de bilahare Müslümanlıktan vazgeçip Mekke'ye kaçtı ve Resûlullah aleyhinde şiirler söylemeye başladı. Bunun şiirlerini, çalgı aletleri refakatinde Fertânâ ve Karîba adında şarkıcı iki köle, Habeşî bir beste ile söyleyip Mekkelileri eğlendiriyorlardı. İşte bu üç şahıs Fetih günü af kapsamının dışında tutuldular" şeklinde konuştu. A.Kâzım Ürün ayrıca Kur'ân'da geçen şiir ve şairler ile ilgili ayetlerde kastedilenin içerik olduğunu, yoksa şiir ve edebiyatın İslâm'ın hizmetinde bir araç olarak kullanılmasının önemli olduğunu söyledi. Ürün son olarak şunları söyledi: "Şiiri "sözlerin güzel ve estetik hali" olarak tanımlarsak bir hadiste ifade edildiği gibi "Allah güzeldir, güzeli sever." sözü gereğince şiirin bütünüyle reddedilmediği sonucunu çıkarabiliriz. Önemli olan içeriktir. Zarfa değil mazrufa bakmak gerekir." Program sonunda TYB Konya Şubesi Başkanı M. Ali Köseoğlu, Prof. Dr. Ahmet Kâzım Ürün'e teşekkür ederek, şiirin evrensel bir dili olduğunu ve Müslüman şairin gerekli hassasiyetleri göstererek İslam davasına hizmet edebileceğini belirtti. Köseoğlu daha sonra TYB Konya Şubesi adına Ürün'e Katılım Belgesi'ni takdim etti.