TYB’nin Büyük Başarısı; Tarihin İzinde Kültür Kervanı (1)

A+A-

Kıbrıs Barış Harekâtının 50. yılı münasebeti ile Türkiye Yazarlar Birliği Genel Merkezi ile Konya Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği ve Kültür Bakanlığının himaye ettiği “Tarihin İzinde Konya’dan Kıbrıs’a Kültür Kervanı” projesi 17 - 21 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirildi.

Bu program TYB Genel Merkezi ile Konya Şubesi’nin düzenlediği çok anlamlı bir kültür etkinliği olarak tarihteki yerini alırken, Türkiye Yazarlar Birliği de bu önemli program ile çok büyük bir başarıya imza atmış oldu. Programa “Tarihin İzinde” denmesi öyle tesadüfen veya rastgele verilen bir isim olmamıştır.

Şöyle ki; 1974 yılında harekât öncesinde yapılan hazırlıklarda Mersin, askeri ve lojistik güçlerin toplandığı ana üs olarak kullanılmıştır. Harekât, o dönemde Konya’da bulunan 2. Ordu’nun Komutanı Orgeneral Suat Aktulga’nın sorumluluğunda yürütülmüştü. Adaya çıkacak olan kuvvetler de 2. Ordu Komutanlığına bağlı Korgeneral Nurettin Ersin’in Adana’daki 6. Kolordusu emrine verilmişti.

6.Kolordunun emrine verilen çıkarma birliklerinden Çakmak Amfibi Özel Görev Kuvveti, Mersin’de oluşturulan bir tugaydı. İndirme ve çıkarma kuvvetleri Taşucu’nun güneyinde Kıbrıs’a en yakın Yeşilovacık’ta konuşlanmışlar ve adaya buradan hareket etmişlerdi. Mersin aynı zamanda indirme ve çıkarma birliklerinin yükleme yeri olmuş, harekât sırasında lojistik üs görevi de görmüştür.

Görülüyor ki Konya ve Mersin ile bu iki ilimizi birbirine bağlayan Karaman, Kıbrıs Barış Harekâtında çok önemli roller üstlenmiştir. Konya aynı zamanda Mersin’e giden kara kuvvetlerinin yol güzergâhı idi. Konya’dan giden ve Konya’dan geçen Mehmetçiklerimiz ve askeri kuvvetlerimiz Konyalılar tarafından çok büyük sevgi gösterileri ile karşılanıp uğurlanmıştır. Konyalılar her şeylerini Mehmetçiklerimizle paylaşmışlardır. Askeri yetkililer “hiçbir şeye ihtiyacımız yok” deseler de Konya, Çumra ve o dönemde Konya’ya bağlı olan Karaman halkı neleri varsa askerlerimize taşımışlardır. Savaş anlarında halkın askerine gösterdiği ilgi çok önemlidir ve askerin moralini yükseltmede çok etkilidir. Konya, o dönemde askerine olan desteğini en zirve noktada yerine getirmiş ve Mehmetçiği duygu seli halinde, büyük bir moralle cepheye göndermiştir.

Görüldüğü gibi Kıbrıs Barış Harekâtında çok önemli bir yere sahip olan Konya – Karaman – Mersin hattı üzerinde gerçekleştirilen programa “Tarihin İzinde” adı verilmesi geçmişle olan bağın yeniden kurulması ve harekât ruhunun canlandırılması içindir. Harekât hangi hat üzerinde yapılmışsa aynı hat üzerinde bir kültür programı icra edilmesi her türlü takdire şâyândır.

İçlerinde bendenizin de bulunduğu toplam 22 akademisyen, yazar ve şairin katıldığı program 17 Temmuz Çarşamba günü Konya’dan başladı.

TYB Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu ve Genel Başkan Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan’ın selamlama konuşmalarının ardından Konya Kıbrıs gazilerinin de katıldığı panelde Prof. Dr. Bekir Biçer, “Kıbrıs Barış Harekâtının Önemi”, Prof. Dr. Kemal Kahramanoğlu, “Edebiyat İkliminde Kıbrıs Barış Harekâtı” konulu sunumlarını yaptılar.

18 Temmuz Perşembe günü sabah erken saatte Karaman’a hareket edildi. İkinci etkinlik olarak Karaman Piri Reis Kültür Merkezi’nde Karaman Kıbrıs gazilerinin de katıldığı panel icra edildi. Panelde Prof. Dr. Alaattin Aköz, “Osmanlı İdaresinde Kıbrıs”, Doç. Dr. Mustafa Durdu, “Barış Harekâtına kadar Kıbrıs” konulu sunumlarını gerçekleştirdiler.

Üçüncü etkinlik 19 Temmuz Cuma günü sabah saatlerinde Mersin / Taşucu’nda yapıldı. Ahmet Sorgun’un başkanlık yaptığı Öğretmenevindeki panelde Mersinli yazar Dr. Mustafa Erim, “Barış Harekâtı”, Zafer Karakuş, “Kıbrıs Niçin Gündemimizde?” konulu sunumlarını yaptılar.

Bu üç panelin ardından rahatlıkla şunu söyleyebiliriz. Panelde konuşan hocalarımızın her biri sunumlarını gerçekten büyük bir ilmi derinlikle yaptılar. Yapılan konuşmalardan son derece istifade etmiş olduk.

Taşucu’ndaki etkinlikten sonra feribot yolculuğu başladı. 3 saatlik feribot yolculuğundan sonra Girne’ye ulaştık. Bizi Girne limanında karşılayan ASBÜ Kuzey Kıbrıs Yerleşkesi Rektör Yardımcısı Zeki Akçam Hocamızla birlikte önce 326 şehidimizin bulunduğu Boğaz Şehitliğini ziyaret ettik. Okunan sureler, dualarla duygu seli halinde şehitlerimizin ruhlarına bağışlandı. Yol boyunca sıralı Beşparmak Dağlarını görünce harekâtta dağın zirvesine ulaşan tankımızı hatırladık. Aynı güzergâhta rumların yoğun ateşine rağmen helikopterlerimizin indirme yaptığı alanı gördük.

50 yıl sonra da olsa hatırladığımız harekâtın verdiği duygu ve zaferin kazandırdığı coşku ile Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezine geldik. Zira burada bir etkinliğimiz daha vardı. Şehitlerimizi ziyaretten kazandığımız duygu ve coşku burada daha da arttı. Şiir Şöleninde okunan şiirlerle, program çok daha büyük anlam kazandı.

Konya’dan 7, Kuzey Kıbrıs’tan 6 olmak üzere toplam 13 şairin okuduğu şiirlerle gönüller cûşa geldi, ruhlar adeta harekete geçti. Bu önemli ve anlamlı programda seslendirilen her şiirin her satırı bir ders niteliğinde idi. Hocalarımızın panellerde yaptığı konuşmalardan sonra yüreklerden dökülen şiirlerle 74 harekâtının önemi bir kez daha kavrandı, bir kez daha ruhlara kazındı.

Lefkoşa Şiir Şölenine katılan şairlerin isimleri alfabetik sıralamaya göre şöyleydi: Ahmet Alkan, Arif Albayrak, Atilla Yaramış, Beste Sakallı, Burhan Sakallı, Bülent Fevzioğlu, Dervişe Güneyyeli, M. Ali Köseoğlu, Nuri Şimşekler, Ruşen Eşref Bayraktar, Salih Sedat Ersöz, Sevilay Sadıkoğlu, Yılmaz Öztürk.

Sse Şiir

Yola çıkmadan önce Kıbrıs konulu iki şiir yazmıştım. Bunlardan KIBRIS’IM başlıklı şiirimi şiir şöleninde seslendirdim. Etkinliğin sonunda şiir okuyan herkese katılım Beratları verildi. Kuzey Kıbrıslı şairlere bizim grubumuz tarafından, Konya’dan giden şairlere de Kuzey Kıbrıslı yetkililer tarafından beratları takdim edildi. Ben de Katılım Beratımı Kuzey Kıbrıs milletvekili ve şair Arif Albayrak Beyin elinden aldım.

Sse Berat

Bu yoğun günün ardından gece saatlerinde otelimizde istirahata geçebildik. Sabah erkenden 50. yıl törenlerine katılmak için tören alanına hareket ettik. Yine Zeki Akçam hocamızla birlikte bize ayrılan yerden törenleri izlemek göğsümüzü kabarttı. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın konuşmaları ve daha sonraki Mehteran Takımı gösterileri başta olmak üzere diğer gösteriler ve askeri geçiş töreni gerçekten her Müslüman Türk’ün gururunu okşayan, aynı zamanda Yunan’a ve Güneydeki rumlara karşı bir hamle bir gövde gösterisi niteliğinde idi.

Törende muhalefette dâhil bütün siyasi partilerin genel başkanlarının yer alması sevindiriciydi. Bu görüntü Kıbrıs’ı hâlâ kendilerinin gören bâtıl zihniyete verilen birlik bütünlük mesajı oldu. Törenden sonra Türkiye’den giden bazı siyasilerle ayaküstü görüşmelerimizden sonra savunma sanayimizle ilgili düzenlenen sergileri gezdik. Sergilerde gördüklerimizle ülkemizle bir kere daha iftihar ettik ve savunma sanayimizde ne kadar ileri hamleler yaptığımıza bizzat şahit olduk.

Şiir Şöleninde okuduğum şiirimle bu konudaki yazımın birinci bölümünü burada tamamlamış olayım. Yarın ikinci bölümle kaldığımız yerden devam edelim İnşallah…

KIBRIS’IM

Zulüm gördü Türkler, yıllar boyunca,

Vahşet, baskı vardı her gün mel’unca,

Durur mu Türkiye’m bunu duyunca?

Ana Vatanıma yoldu Kıbrıs’ım,